见景生情 Manzaralar duyguyu harekete geçirir
Explanation
看到眼前的景物,唤起某种感慨。
Önünüzdeki sahneyi görmek belirli bir duyguyu uyandırır.
Origin Story
夕阳西下,李明独自一人走在乡间的小路上。路旁的田野里,金黄的稻穗在微风中轻轻摇曳,远处连绵起伏的山峦被夕阳染成一片金红色。看到这美丽的景色,李明心中涌起一股思乡之情。他想起了儿时在乡下度过的快乐时光,想起了慈祥的父母,想起了曾经一起玩耍的小伙伴们。他仿佛又回到了童年,回到了那个充满欢声笑语的家乡。一阵微风拂过,带着泥土的芬芳,李明深深地吸了一口气,心中充满了宁静和温暖。他默默地走在路上,任凭思绪在美丽的景色中自由飞翔。
Güneş batarken Li Ming yalnız başına bir kır yolunda yürüyordu. Yolun kenarındaki tarlalarda altın sarısı buğday başakları hafif esintide nazikçe sallanıyor, uzaktaki tepeler ise batan güneşin altın kırmızısıyla boyanmıştı. Bu güzel manzarayı görünce Li Ming'in içine bir özlem duygusu doldu. Çocukluğunda kırsalda geçirdiği mutlu günleri, sevecen anne babasını ve eski oyun arkadaşlarını hatırladı. Sanki çocukluğuna, kahkaha ve neşeyle dolu köyüne geri dönmüş gibiydi. Hafif bir esinti esti, toprak kokusuyla birlikte. Li Ming derin bir nefes aldı ve kalbi huzur ve sıcaklıkla doldu. Sessizce yürümeye devam etti, düşüncelerinin güzel manzarada serbestçe uçmasına izin verdi.
Usage
用于描写因景物而引发情感的场景。
Çevrenin duyguları uyandırdığı sahneleri tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
一看到家乡的山水,他便见景生情,想起童年往事。
yī kàn dào jiāxiāng de shānshuǐ, tā biàn jiàn jǐng shēng qíng, xiǎng qǐ tóngnián wàngshì.
Anavatanının dağlarını ve nehirlerini görünce duygulandı ve çocukluk anılarını hatırladı.
-
面对如此壮阔的景色,我不禁见景生情,写下了这首诗。
miàn duì rúcǐ zhuàngkuò de jǐng sè, wǒ bù jīn jiàn jǐng shēng qíng, xiě xià le zhè shǒu shī。
Böyle görkemli bir manzara karşısında kendimi tutamadım ve bu şiiri yazdım.