迂回曲折 dolambaçlı
Explanation
迂回曲折形容道路、途径等弯弯曲曲,也比喻事情发展变化的过程复杂曲折。
"Dolambaçlı" deyimi, yolların, patikaların vb. kıvrımlı ve dolambaçlı olduğunu ve ayrıca şeylerin gelişme ve değişim süreçlerinin karmaşık ve dolambaçlı olduğunu mecazi olarak tanımlar.
Origin Story
在一个古老的王朝,一位年轻的公主爱上了一个贫穷的学者。他们的爱情之路充满了挑战。公主的父亲,一位威严的皇帝,极力反对这门亲事,设下重重障碍。学者为了赢得公主的芳心,历经千辛万苦,穿越崇山峻岭,涉过险滩急流,一路走来,他们的爱情之路迂回曲折,充满了艰辛和浪漫。最终,他们的真情打动了皇帝,有情人终成眷属。
Eski bir krallıkta, genç bir prenses yoksul bir alimle aşık oldu. Aşk yolculukları birçok zorlukla doluydu. Prensesin babası, sert bir imparator, bu evliliğe şiddetle karşı çıktı ve birçok engel yarattı. Prensesin kalbini kazanmak için alim zorluklarla karşılaştı, dağları ve tepeleri aştı, tehlikeli şelalelerden geçti. Yolculukları boyunca aşk yolculukları dolambaçlı, zorluk ve romantizmle doluydu. Sonunda, gerçek aşkları imparatorun kalbini kazandı ve aşıklar sonunda bir araya geldi.
Usage
用来形容道路、行程或事情发展过程的弯曲、复杂。
Yolların, seyahatlerin veya olayların gelişmesinin kıvrımlarını, dolambaçlılığını veya karmaşıklığını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的人生道路迂回曲折,充满了挑战与机遇。
tā de rénshēng dàolù yūhuí qūzhé, chōngmǎn le tiǎozhàn yǔ jīyù zhè chǎngtánpán guòchéng yūhuí qūzhé, zuìzhōng dáchéng xiéyì shíshú bù yì
Hayat yolunun iniş çıkışlarla dolu, zorluklar ve fırsatlarla karmaşık bir yoldur.
-
这场谈判过程迂回曲折,最终达成协议实属不易。
Görüşme süreci oldukça karmaşık ve zorluydu, sonunda bir anlaşmaya varılmak kolay olmadı.