酩酊大醉 aşırı sarhoş
Explanation
形容醉得很厉害。
Çok sarhoş olan birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有个叫李白的诗人,他非常喜欢喝酒,而且酒量惊人。一日,他与好友在长安城一家酒肆痛饮,两人推杯换盏,好不快活。席间,李白吟诗作赋,豪情万丈,不觉间已喝下了数十杯酒。此时,他已感觉有些头晕目眩,但他依然兴致勃勃,继续畅饮。终于,他再也支撑不住,一头栽倒在酒桌上,酩酊大醉,不省人事。他的好友见状,急忙将他扶回了住所。第二天醒来,李白只觉得头痛欲裂,浑身乏力,这才意识到自己昨夜喝得太过火了。从此以后,李白虽然依旧爱酒,但也学会了适可而止,不再像以前那样酩酊大醉了。
Tang Hanedanlığı döneminde, içkiden çok hoşlanan ve olağanüstü bir içki kapasitesine sahip Li Bai adında bir şair yaşadığı söylenir. Bir gün o ve bir arkadaşı, Chang'an şehrindeki bir meyhanesinde bol bol içki içtiler, birbirlerine kadeh kaldırdılar. Ziyafet sırasında Li Bai şiirler okudu ve sınırsız coşkusunu gösterdi, farkında olmadan düzinelerce kadeh şarap içmişti. Bu sırada biraz baş dönmesi hissetti, ama yine de neşeliydi ve içmeye devam etti. Sonunda dayanamadı ve içki masasına düştü, sarhoş olup bayıldı. Bunu gören arkadaşı onu evine götürmek için acele etti. Ertesi sabah uyandığında Li Bai, önceki gece çok fazla içki içtiğini fark ederek, şiddetli baş ağrısı ve vücudunda halsizlik hissetti. O zamandan sonra, Li Bai hala içkiyi sevmesine rağmen, ölçülü içmeyi de öğrendi ve eskisi gibi sarhoş olmadı.
Usage
作谓语、定语、状语;形容醉酒的状态。
Yüklem, sıfat ve zarf olarak kullanılır; sarhoşluk halini tanımlar.
Examples
-
他喝得酩酊大醉,不省人事。
tā hē de mǐngdǐng dà zuì, bù xǐng rénshì
Sarhoş olup bayıldı.
-
昨晚的聚会,他喝得酩酊大醉,直到第二天早上才醒来。
zuówǎn de jù huì, tā hē de mǐngdǐng dà zuì, zhìdào dì èr tiān zǎoshang cái xǐng lái
Dünkü partide aşırı sarhoş oldu ve ertesi sabaha kadar uyudu.