难以启齿 söylemesi zor
Explanation
形容难以表达或说出的事情,通常指难以启齿的秘密或隐私。
İfade etmek veya söylemek zor olan bir şeyi tanımlar, genellikle ifşa edilmesi zor bir sır veya gizliliktir.
Origin Story
老张是一位退休教师,他年轻时经历过一段刻骨铭心的爱情,但这段爱情最终以失败告终。多年来,他一直将这段感情深藏心底,不愿向任何人提起。最近,老张的孙子要结婚了,孙子想听听爷爷年轻时的爱情故事,老张看着孙子期盼的眼神,心里五味杂陈。他多么想把自己年轻时的故事分享给孙子,可是那些往事却又难以启齿,让他痛苦不堪。他犹豫再三,最终还是决定保守这个秘密,将它永远埋藏在心底。
Yaşlı Zhang emekli bir öğretmendi. Gençliğinde yürek burkan bir aşk yaşamıştı, ancak bu aşk sonunda başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Yıllar boyunca bu ilişkiyi kalbinin derinliklerinde sakladı, kimseye bahsetmek istemedi. Son zamanlarda, yaşlı Zhang'ın torunu evlenecek ve torunu dedesinin gençlik aşk hikayesini duymak istiyordu. Yaşlı Zhang torununun umut dolu gözlerine baktı ve kalbi karışık duygularla doldu. Gençlik deneyimlerini torunuyla paylaşmak istiyordu ama o geçmiş olaylar anlatması zor şeylerdi ve ona büyük acı veriyordu. Uzun süre tereddüt ettikten sonra sonunda bu sırrı saklamaya karar verdi ve onu sonsuza dek kalbinde gömdü.
Usage
用于形容难以启齿的事情或秘密。
Söylenmesi zor olan şeyleri veya sırları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这件事,我难以启齿。
zhè jiàn shì, wǒ nán yǐ qǐ chǐ
Bunu söylemek zor.
-
这种事情,实在难以启齿。
zhè zhǒng shì qing, shí zài nán yǐ qǐ chǐ
Böyle bir şeyi söylemek gerçekten zor.
-
家丑不外扬,这种事我难以启齿。
jiā chǒu bù wài yáng, zhè zhǒng shì wǒ nán yǐ qǐ chǐ
Kirli çamaşırları evde yıkarlar, bunu söylemek zor.