不失时机 Fırsatı değerlendirmek
Explanation
指抓住有利的时机,不错过机会。
Uygun fırsatı değerlendirmek ve şansı kaçırmamak anlamına gelir.
Origin Story
话说古代,有一位名叫李明的农夫,他辛勤耕作,盼望着丰收。一年,他种的稻谷长得格外好,眼看就要成熟了。李明知道收割的时机非常重要,如果错过,稻谷就会被雨水打坏或者被鸟雀偷吃。因此,他每天都观察天气,密切关注稻谷的成熟度。终于,在一天清晨,他发现稻谷已经成熟,而且天气晴朗,正是收割的好时机。李明毫不犹豫地召集家人,带上工具,开始收割。他们齐心协力,不失时机地完成了收割工作,获得了丰收的喜悦。
Eskiden Li Ming adında bir çiftçi varmış. Çok çalışırmış ve bol bir hasat umarmış. Bir yıl, ektiği pirinç olağanüstü derecede iyi büyümüş ve olgunlaşmak üzereymiş. Li Ming, hasat zamanının çok önemli olduğunu biliyordu. Eğer kaçırırsa, pirinç yağmurdan zarar görür veya kuşlar tarafından yenirdi. Bu nedenle, her gün havayı gözlemliyor ve pirincin olgunlaşmasını yakından takip ediyormuş. Sonunda, bir sabah, pirincin olgunlaştığını ve havanın açık olduğunu fark etmiş—hasat için mükemmel bir zaman. Li Ming hemen ailesini toplamış, aletlerini almış ve hasada başlamış. Birlikte çalışmışlar ve hasat işini zamanında tamamlayarak bol bir hasadın sevincini yaşamışlar.
Usage
作谓语、宾语;指抓住机会。
Yüklem, nesne olarak; fırsatları değerlendirmeyi ifade eder.
Examples
-
我们必须不失时机地抓住这次机会。
wǒmen bìxū bù shī shíjī de zhuā zhù zhè cì jīhuì
Bu fırsatı hemen değerlendirmeliyiz.
-
公司不失时机地推出了新款手机。
gōngsī bù shī shíjī de tuī chū le xin kuǎn shǒujī
Şirket yeni telefonu doğru zamanda piyasaya sürdü.
-
他临危不乱,不失时机地化解了危机。
tā línwéi bùluàn, bù shī shíjī de huà jiě le wēijī
Sakin kaldı ve krizi zamanında çözdü.