人老珠黄 yaşlı ve solmuş
Explanation
比喻女子年老色衰,失去魅力。
Yaşlılıkta güzelliğini ve çekiciliğini kaybetmiş bir kadın için bir metafor.
Origin Story
一位美丽的女子,名叫玉环,年轻时倾国倾城,追求者无数。她有着如珠子般光滑细腻的肌肤,容颜姣好,如同盛开的牡丹,艳丽动人。然而,岁月不饶人,年华似流水般逝去,玉环的容颜逐渐衰老,肌肤不再紧致,光泽也逐渐暗淡。她开始意识到,自己已不再是当年那个令人惊艳的女子,心中难免有些失落。曾经的追求者,如今也对她视若无睹,昔日的美好回忆,如今只留下淡淡的惆怅。她明白,人老珠黄是自然规律,容颜易逝,唯有内心的修养和淡定才能抵御岁月的侵蚀。
Yuhua adında güzel bir kadın, gençliğinde çok güzeldi ve sayısız hayranı vardı. Cilti inci gibi pürüzsüz ve hassastı, yüzü çiçek açmış şakayık gibi ışıldayan ve büyüleyiciydi. Ancak zaman amansızdır. Yıllar geçtikçe Yuhua'nın güzelliği yavaş yavaş soldu. Cildi elastikiyetini kaybetti, parlaklığı azaldı. Bir zamanlar nefes kesen bir kadın olmadığını fark etmeye başladı ve kalbine bir kayıp duygusu çöktü. Eski hayranları artık onu görmezden geliyordu, güzel anılardan yalnızca hafif bir melankoli kalmıştı. Güzelliğin solmasının doğal bir yasa olduğunu anladı; güzellik geçicidir ve yalnızca içsel gelişim ve huzur zamanın aşındırmasına karşı koyabilir.
Usage
用于形容女子年老色衰,失去往日的光彩。
Eski güzelliğini ve parlaklığını kaybetmiş yaşlı bir kadını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
她年纪大了,已经人老珠黄了。
tā niánjì dà le, yǐjīng rén lǎo zhū huáng le.
Yaşlandı, yaşlı ve solmuş.
-
如今的她,早已人老珠黄,风韵不再。
rújīn de tā, zǎoyǐ rén lǎo zhū huáng, fēngyùn bù zài
Şimdi yaşlı ve solmuş, cazibesi yok oldu.