南辕北辙 Arabayı güneye, öküzü kuzeye götürmek
Explanation
这个成语比喻行动和目的正好相反。意思是,想要到达目的地,却采取了相反的方向,最终只会离目的地越来越远。
Bu atasözü, amaca tamamen zıt eylemler için bir metafordur. Bir amacı gerçekleştirmek isteseniz de, yanlış yolu seçersiniz ve böylece amacınızdan giderek uzaklaşır.
Origin Story
战国时期,魏安王决定攻打赵国都城邯郸,大臣们都反对他,季梁给他讲一个故事:太行山的一个人驾车准备到楚国去,但他却坚持往北走,这样越走越远。争霸不是靠打仗,而是靠赢得民心,靠打仗就像南辕北辙一样。魏安王决定不打仗了。
Savaşan Devletler Dönemi'nde Wei Kralı, Zhao Devleti'nin başkenti Handan'ı işgal etmeye karar verdi. Bakanları hepsi buna karşıydı, bu yüzden Ji Liang onlara bir hikaye anlattı: Taihang Dağları'ndan bir adam, arabasını Chu'ya götürmeye hazırlanıyordu, ancak inatçı bir şekilde kuzeye doğru gidiyordu. Bu da onu hedefinden daha da uzaklaştırdı. Egemenliğe ulaşmak savaşla değil, halkın kalbini kazanarak olur. Savaşla savaşmak, arabayı güneye, öküzü kuzeye götürmek gibi anlamsızdır. Wei Kralı savaş yapmama kararı aldı.
Usage
南辕北辙常用作比喻,表示行动和目的正好相反。比如,你想学习一门技术,却把时间都浪费在玩游戏上,那就是南辕北辙。
"Arabayı güneye, öküzü kuzeye götürmek" atasözü, eylemlerin ve hedeflerin tamamen zıt olduğunu göstermek için genellikle bir metafor olarak kullanılır. Örneğin, bir beceri öğrenmek istersiniz, ancak zamanınızı oyun oynayarak harcarsınız, yani arabayı güneye, öküzü kuzeye götürürsünüz.
Examples
-
明明知道错误的方向,却依然固执地前行,真是南辕北辙。
míng míng zhī dào cuò wù de fāng xiàng, què yīrán gù zhí de qián xíng, zhēn shì nán yuán běi zhé.
Yanlış yönü bilerek, inatçı bir şekilde ilerlemek, gerçekten de arabayı güneye, öküzü kuzeye götürmek gibidir.
-
他们的意见南辕北辙,根本无法达成一致。
tā men de yì jiàn nán yuán běi zhé, gēn běn wú fǎ dá chéng yī zhì.
Görüşleri tamamen farklı, anlaşamıyorlar.
-
公司的发展方向和员工的个人目标南辕北辙,导致了人员流失。
gōng sī de fā zhǎn fāng xiàng hé yuán gōng de gè rén mù biāo nán yuán běi zhé, dǎo zhì le rén yuán liú shī.
Şirketin gelişme yönü ve çalışanların kişisel hedefleri tamamen zıt, bu da işten ayrılmalara yol açıyor.
-
我计划去旅行,但我的朋友却计划去工作,我们的想法南辕北辙。
wǒ jì huà qù lǚ xíng, dàn wǒ de péng you què jì huà qù gōng zuò, wǒ men de xiǎng fǎ nán yuán běi zhé.
Seyahat etmeyi planlıyorum, ancak arkadaşım çalışmayı planlıyor, fikirlerimiz tamamen farklı.