名正言顺 haklı ve adil
Explanation
名正言顺,指名义正当,道理也说得通。
Anlamı haklı ve adil, hem ismin/sebebin hem de mantığın sağlam olduğunu gösterir.
Origin Story
孔子周游列国时,曾来到卫国。卫灵公是个昏君,不理朝政,沉迷酒色。孔子对卫灵公的所作所为十分不满,于是决定离开卫国。临走前,他对弟子们说:“名不正则言不顺,言不顺则事不利。做任何事情,都要名正言顺,才能成功。”后来,卫灵公去世,他的儿子卫出公继位,他认识到自己的错误,希望孔子能回来辅佐他治理国家。他派子路去请孔子,孔子答应了卫出公的邀请,因为他觉得卫出公的请求是名正言顺的,而且也看到了卫国改过自新的希望。孔子回卫国后,凭借自己的智慧和才能,帮助卫出公改革政治,使卫国变得更加繁荣昌盛。这个故事说明,做事要名正言顺,才能得到成功。
Seyahatleri sırasında Konfüçyüs, Wei eyaletine geldi. Wei Dükü Ling kötü bir hükümdardı, görevlerini ihmal ediyor ve alkol ve zevklere dalmıştı. Konfüçyüs buna şiddetle karşı çıktı ve Wei'den ayrılmaya karar verdi. Ayrılmadan önce öğrencilerine şunları söyledi: “Eğer isim doğru değilse, sözler uyumlu olmaz ve sözler uyumlu olmazsa, işler gelişmez. Yaptığınız her şeyde başarılı olmak için haklı olmalısınız.” Daha sonra Wei Dükü Ling öldü ve oğlu Duke Chu onun yerine geçti. Hatalarını fark etti ve Konfüçyüs'ün eyaleti yönetmeye yardım etmesi için geri dönmesini umdu. Konfüçyüs'ü davet etmek için Zi Lu'yu gönderdi ve Konfüçyüs daveti kabul etti çünkü Duke Chu'nun isteğini haklı buldu ve Wei'de reform umudu gördü. Wei'ye döndükten sonra Konfüçyüs, bilgeliği ve yeteneğiyle Duke Chu'nun politikaları reform etmesine yardımcı oldu ve Wei daha da müreffeh hale geldi. Bu hikaye, işleri doğru bir şekilde yapmanın başarıya götürdüğünü göstermektedir.
Usage
形容事情名义正当,理由充分。
Bir şeyi meşru ve haklı olarak tanımlamak için.
Examples
-
他这次升职是名正言顺的。
tā zhè cì shēng zhí shì míng zhèng yán shùn de
Terfisi tamamen haklıydı.
-
他的行为名正言顺,无可非议。
tā de xíng wéi míng zhèng yán shùn, wú kě fēi yì
Hareketleri meşru ve kınamaya değer değildi