和颜悦色 hoş bir ifade
Explanation
形容态度温和慈祥,使人感到亲切和蔼。
hoş ve arkadaş canlısı bir tavrı, sıcaklık ve dostluk yayan nazik ve şefkatli bir tavrı tanımlar.
Origin Story
从前,在一个小山村里住着一位老爷爷,他总是和颜悦色地对待村里的每一个人。他种的菜总是长得特别好,因为他总是细心地呵护它们,就像对待自己的孩子一样。他每天清晨都会到田地里去查看,仔细地观察每棵菜的生长情况,发现问题及时解决,他总是乐呵呵的,从不抱怨辛苦。 村里的孩子们都很喜欢他,经常会跑到他家去玩耍。老爷爷总是笑眯眯地招待他们,给他们讲故事,教他们唱歌。孩子们在他的影响下,也变得善良开朗起来。 老爷爷不仅对村里的人好,对动物也充满了爱心。他家养了一只老狗,老狗年纪大了,行动不便,老爷爷每天都会细心地照顾它,喂它吃好吃的,带它出去散步。 老爷爷的和颜悦色感染了整个村子,村里的人们都过着幸福快乐的生活。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde yaşayan ve köydeki herkese her zaman hoş bir ifadeyle davranan yaşlı bir adam vardı. Diktiği sebzeler her zaman çok iyi yetişirdi, çünkü onları sanki kendi çocuklarıymış gibi her zaman çok dikkatli bir şekilde bakardı. Her sabah, her sebzenin büyümesini kontrol etmek ve dikkatlice incelemek için tarlaya gider ve sorunları zamanında çözerdi. Her zaman mutlu olurdu ve asla zorluklardan şikayet etmezdi. Köydeki çocuklar onu çok severdi ve sık sık evinde oynamaya giderlerdi. Yaşlı adam onları her zaman gülümseyerek karşılardı, onlara hikayeler anlatır ve şarkı söylemeyi öğretirdi. Onun etkisi altında, çocuklar da nazik ve neşeli oldular. Yaşlı adam sadece köy halkına karşı değil, hayvanlara karşı da çok şefkatli idi. Evinde yaşlı bir köpeği vardı. Yaşlı köpek yaşlanmış ve hareket etmekte zorlanıyordu, yaşlı adam her gün onunla ilgilenir, ona lezzetli yemekler verir ve onu gezdirmeye götürürdü. Yaşlı adamın hoş ifadesi tüm köyü etkiledi ve köy halkı mutlu bir yaşam sürdüler.
Usage
通常作谓语、状语;形容态度温和、和蔼可亲。
Genellikle yüklemler veya zarflar olarak kullanılır; nazik, dost canlısı ve yaklaşımı kolay bir tavrı tanımlar.
Examples
-
老师和颜悦色地讲解着课程。
laoshi heyanyuese de jiangjie zhe keceng.
Öğretmen dersi hoş bir ifadeyle anlattı.
-
他总是和颜悦色地对待每一位客人。
ta zongshi heyanyuese de duidai mei yiwai kèren。
Her zaman her misafire hoş bir ifadeyle davranır.