慈眉善目 iyilik dolu yüz
Explanation
形容人的容貌一副善良的样子。
Birinin yüzündeki iyiliği tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
很久以前,在一个小山村里住着一位老奶奶,她虽然年事已高,却依然慈眉善目,总是乐呵呵的。村里的孩子们都很喜欢她,经常围在她身边听她讲故事。老奶奶的故事总是充满着爱与温暖,孩子们听得入迷,脸上洋溢着幸福的笑容。有一天,村里来了一个外乡人,他衣衫褴褛,满脸愁容。村民们都不敢靠近他,唯独老奶奶,她慈眉善目地走上前去,给了外乡人一些食物和水,并安慰他。外乡人被老奶奶的善良所感动,他的脸上露出了久违的笑容。从此以后,老奶奶的故事更加精彩,她用自己的行动诠释了慈眉善目的真正含义。
Çok eskiden, küçük bir dağ köyünde yaşlı bir kadın yaşarmış. Çok yaşlı olmasına rağmen, her zaman neşeli ve çok nazikmiş. Köydeki çocuklar onu çok severmiş ve öykülerini dinlemek için etrafına toplanırmış. Hikayeleri sevgi ve sıcaklıkla doluymuş. Bir gün, bir yabancı köye gelmiş. Yıpranmış giysiler giymiş ve yüzü üzgünmüş. Köylüler ondan uzak durmuş, ama yaşlı kadın ona yaklaşmış, ona yemek ve su vermiş ve onu teselli etmiş. Yabancı yaşlı kadının nezaketine çok dokunmuş ve yüzünde bir gülümseme belirmiş. O zamandan beri, yaşlı kadının öyküleri daha da ilginç olmuş ve o, eylemleriyle iyiliğin ve merhametin gerçek anlamını göstermiş.
Usage
作宾语、定语、补语;形容人很面善
Nesne, sıfat ve yüklem olarak kullanılır; iyi yürekli görünen birini tanımlar
Examples
-
老奶奶慈眉善目,一看就是个心地善良的人。
lǎonǎinai címéishànmù, yī kàn jiùshì gè xīndì shànliáng de rén。
Yaşlı kadının yüzü çok iyi yürekli görünüyordu, iyi kalpli bir insanmış gibi.
-
他慈眉善目地望着孩子,脸上充满了慈爱。
tā címéishànmù de wàngzhe háizi, liǎnshàng chōngmǎnle cí'ài。
Çocuğa şefkat ve sevgiyle baktı.