喷云吐雾 Bulut ve sis püskürtmek
Explanation
形容人或事物冒出大量烟雾。也比喻说话含糊其辞或吞吞吐吐。
Çok miktarda duman çıkaran bir kişiyi veya nesneyi tanımlamak için. Ayrıca belirsiz veya tereddütlü konuşmanın bir metaforudur.
Origin Story
传说中,神仙常常在山间云雾缭绕之处修行,他们吐纳天地之气,口中便会喷出云雾,这便是“喷云吐雾”的由来。老李是一位经验丰富的制茶师傅,他每天清晨都要在茶园里巡视,观察茶叶的生长情况。他熟练地翻动茶叶,茶叶在阳光下闪闪发光,他深吸一口气,然后慢慢呼出,就好像在喷云吐雾一般,仿佛在与茶叶进行着无声的对话。这日,老李像往常一样来到茶园,他仔细察看每一株茶树,发现其中一株茶树叶子发黄枯萎,他用手轻轻触碰,感到树干有些干硬。老李皱起了眉头,他知道,这株茶树可能得了某种病虫害。他立即从工具箱里拿出专门的药水,细心地喷洒在茶树上,希望能够帮助这株茶树恢复生机。过了一段时间,这株茶树的叶子果然重新焕发了生机,绿油油的,在阳光下格外耀眼。老李看着恢复生机的茶树,露出了欣慰的笑容,他觉得,这不仅仅是他个人的努力,也是他和茶树之间一种默契的配合。
Efsaneye göre, ölümsüzler genellikle sisli dağlarda yetiştirilir, gökyüzü ve dünyanın enerjisini solur ve ağızlarından bulut ve sis püskürtürler; bu, “bulut ve sis püskürtmenin” kökenidir. Lao Li, çay yapraklarının büyümesini gözlemlemek için her sabah çay tarlasını inceleyen deneyimli bir çay ustasıdır. Çay yapraklarını güneş ışığında parıldayan bir şekilde ustaca çevirir. Derin bir nefes alır, sonra yavaşça nefes verir, sanki bulut ve sis püskürtür gibi, sanki çay yapraklarıyla sessiz bir diyalog içindeymiş gibi. Bir gün Lao Li her zamanki gibi çay tarlasına gelir, her çay ağacını dikkatlice inceler ve bir çay ağacının yapraklarının sarardığını ve solduğunu fark eder. Hafifçe dokunur ve gövdesinin oldukça kuru ve sert olduğunu hisseder. Lao Li kaşlarını çatar. Bu çay ağacının bir tür zararlı veya hastalığa yakalanmış olabileceğini bilir. Hemen alet kutusundan özel bir ilaç çözeltisi alır ve çay ağacına dikkatlice püskürterek, bu çay ağacının canlılığını yeniden kazanmasına yardımcı olmayı umar. Bir süre sonra, bu çay ağacının yaprakları gerçekten canlılığını yeniden kazanır, gür yeşiller ve güneş ışığında özellikle göz alıcıdır. Lao Li, canlanan çay ağacına bakar ve rahatlamış bir gülümseme sergiler, bunun sadece kendi kişisel çabası değil, aynı zamanda kendisi ve çay ağacı arasında sessiz bir işbirliği olduğuna inanır.
Usage
通常用来形容烟雾弥漫的景象,也比喻说话含糊不清或吞吞吐吐。
Genellikle dumanla dolu bir sahneyi ve belirsiz veya tereddütlü konuşmayı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他站在山顶上,喷云吐雾,好不自在。
ta zai shan ding shang,pen yun tu wu, hao bu zi zai.
Dağın tepesinde duruyordu, bulut ve sis püskürtüyor, oldukça rahattı.
-
这台机器喷云吐雾,散发着热气。
zhe tai ji qi pen yun tu wu, san fa zhe re qi.
Makine buhar ve duman çıkarıyor, ısı yayıyor