天南海北 her yer
Explanation
形容距离遥远,范围极广的不同地区,有时也用来形容说话漫无边际,不着边际。
Çok uzak ve geniş bölgeleri tanımlar, bazen de sonu gelmez ve amaçsız konuşmaları tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,为了寻找灵感,他游历了祖国的大江南北,从天寒地冻的北方到艳阳高照的南方,从东海之滨到西域边疆。他走遍了名山大川,欣赏了无数的壮丽景色,体验了各地的风土人情。李白的足迹遍布天南海北,他将自己所见所闻融入诗歌之中,创作出了许多千古传诵的佳作,成为中国历史上伟大的浪漫主义诗人。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde Li Bai adında bir şair, ilham arayışıyla tüm Çin'i gezdi; buz gibi kuzeyden güneşli güneye, Doğu Çin Denizi'nden batı sınırına kadar. Ünlü dağları ve nehirleri gezdi, sayısız muhteşem manzaraya hayran kaldı ve yerel gelenekleri deneyimledi. Li Bai'nin ayak izleri tüm ülkeye yayıldı, deneyimlerini şiirlerine kattı, birçok ölümsüz başyapıt yaratarak Çin tarihinin büyük romantik şairi oldu.
Usage
用于形容地域范围广阔,也可用以形容谈话内容广泛,不拘一格。
Geniş bir coğrafi alanı tanımlamak için kullanılır, çeşitli konuşma konularını tanımlamak için de kullanılabilir.
Examples
-
张三和李四虽然相隔天南海北,但仍保持着联系。
zhang san he li si suiran xiangge tian nan hai bei,dan reng baochi zhe lianxi
Ayşe ve Fatma birbirlerinden çok uzakta yaşasalar da, iletişimlerini sürdürüyorlar.
-
他谈起各地风俗习惯,说得天南海北,让人听得入迷。
ta tanqi gedifengsu xiguan,shuode tian nan hai bei,rang ren tingde ru mi
Her yerin gelenek ve göreneklerinden bahsetti, çeşitli konularda konuşarak herkesi büyüledi..