如梦初醒 Rüya uyanışı
Explanation
比喻过去一直糊涂,在别人或事实的启发下,刚刚明白过来。
Geçmişte kafası karışık olan ve ancak şimdi, başkalarının veya gerçeklerin aydınlanmasıyla şeyleri anlayan biri için bir metafordur.
Origin Story
话说唐朝时期,有个书生名叫李白,自幼聪颖好学,却因家境贫寒,无法求学深造。他常常夜里梦想着有一天能够金榜题名,光宗耀祖,却常常被现实的残酷打破,只能对着月光饮酒作乐,消磨时光。直到有一天,他偶然间读到一篇关于科举考试的文章,里面讲述了无数寒门子弟通过自身的努力,最终鲤鱼跃龙门的故事,他如梦初醒,意识到自己并非没有机会,只要坚持不懈,同样可以改变命运。于是,他开始发奋苦读,终于在几十年后考中进士,实现了他的梦想。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı sırasında, küçük yaşlardan itibaren zeki ve çalışkan olan ancak yoksulluğu nedeniyle eğitimine devam edemeyen Li Bai adında bir bilgin vardı. Geceleyin sık sık bir gün imparatorluk sınavında başarılı olacağını ve atalarını gururlandıracağını hayal ederdi, ancak sert gerçeklik sık sık hayallerini paramparça ederdi ve o da sadece ay ışığında içip eğlenerek zamanını boşa harcardı. Bir gün tesadüfen, kendi çabalarıyla sonunda başarılı olan sayısız yoksul aile çocuğunun hikayelerini anlatan bir imparatorluk sınavı makalesi okudu. Rüyadan uyanmış gibiydi, fırsat eksikliğinin olmadığını ve azimli olduğu sürece kendi kaderini de değiştirebileceğini fark etti. Bu yüzden çok çalışmaya başladı ve sonunda on yıllar sonra imparatorluk sınavını geçip hayalini gerçekleştirdi.
Usage
用于形容人突然醒悟,明白过来。
Birinin bir şeyi aniden fark etmesini veya anlamasını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
听了专家的讲解,他如梦初醒,终于明白了问题的关键。
ting le zhuanjia de jianjie, ta rumeng chuxing, zhongyu mingbai le wenti de guangjian.
Uzmanın açıklamasını dinledikten sonra, rüyadan uyanmış gibiydi ve sonunda sorunun ana noktasını anladı.
-
看完那部纪录片,她如梦初醒,意识到环境保护的重要性。
kan wan na bu jilupian, ta rumeng chuxing, yishile huanjing baohu de zhongyaoxing.
O belgeseli izledikten sonra, rüyadan uyanmış gibiydi ve çevre koruma önemini fark etti.