形势逼人 durum acil
Explanation
指形势发展很快,迫使人不得不更加努力。
Durumun hızla geliştiği ve insanların daha çok çalışmaya zorlandığı anlamına gelir.
Origin Story
小明面临着高考的压力,形势逼人。他每天都努力学习,不敢有丝毫懈怠。他知道,只有付出足够的努力,才能在高考中取得好成绩。他每天晚上都学习到深夜,即使很疲惫,他也坚持不懈。他知道,这次考试对他来说非常重要,关系到他的未来。所以,他必须全力以赴。最终,他考上了理想的大学。
Xiaoming üniversite giriş sınavının baskısıyla karşı karşıyaydı ve durum acildi. Her gün çok çalıştı ve asla gevşeme cesareti göstermedi. Yeterince çaba harcamadan üniversite giriş sınavında iyi sonuç alamayacağını biliyordu. Her gece geç saatlere kadar çalıştı. Çok yorgun olsa bile asla pes etmedi. Bu sınavın kendisi için çok önemli olduğunu ve geleceğiyle ilgili olduğunu biliyordu. Bu yüzden elinden gelenin en iyisini yapmak zorundaydı. Sonunda, hayalindeki üniversiteye kabul edildi.
Usage
作宾语、分句;用于分析时局
Dolaylı tümleç veya cümle olarak; siyasi durumu analiz etmek için kullanılır.
Examples
-
形势逼人,我们必须加快改革的步伐。
xingshi birén, women bìxū jiakuài gaigé de bubà.
Durum acil; reformların hızını artırmalıyız.
-
面对竞争激烈的市场,形势逼人,企业必须不断创新。
miàn duì jìngzhēng jīliè de shìchǎng, xingshi birén, qǐyè bìxū bùduàn chuàngxīn
Şiddetli rekabetin yaşandığı bir pazarda, durum acil ve şirketlerin sürekli yenilik yapması gerekiyor.