恍若隔世 sanki ömür geçmiş gibi
Explanation
形容时间或世事变化巨大,令人有隔世之感。
Zamanın çok geçtiğini veya dünyanın çok değiştiğini, kişinin kendini bambaşka bir dünyada gibi hissetmesine neden olan bir duyguyu tanımlar.
Origin Story
老张回到了阔别二十年的家乡,眼前的景象让他感到恍若隔世。曾经熟悉的村庄如今变成了现代化的城镇,高楼大厦拔地而起,宽阔的马路取代了泥泞的小路。他儿时玩耍的小河不见了踪影,取而代之的是一个漂亮的人工湖。村里的人们也发生了巨大的变化,不少人搬去了城里,村里只剩下一些上了年纪的老人们。老张不禁感叹,时间过得真快,家乡的变化太大了,让他感觉像是来到了一个陌生的世界。他坐在家乡的老槐树下,回忆起童年往事,心中五味杂陈。虽然物是人非,但家乡的点点滴滴依然深深地刻在他的记忆里。他决定多留几天,好好感受家乡的变化,找回一些久违的记忆。
Yirmi yıl sonra memleketine dönen Yaşlı Zhang, karşısındaki manzara karşısında bambaşka bir dünyada gibi hissetti. Eskiden tanıdık olan köy, gökdelenlerin yükseldiği modern bir kasabaya dönüşmüştü; geniş yollar, çamurlu patikaların yerini almıştı. Çocukken oynadığı dere kaybolmuş, yerine güzel bir yapay göl yapılmıştı. Köylüler de çok değişmişti; birçoğu şehre taşınmış, köyde sadece birkaç yaşlı kalmıştı. Yaşlı Zhang iç çekmeden edemedi; zaman o kadar hızlı geçmiş, memleketindeki değişimler o kadar büyük olmuştu ki kendini yabancı bir yerde gibi hissediyordu. Memleketinin eski dut ağacının altında oturup çocukluk anılarını hatırladı; kalbi karmakarışık duygularla doluydu. Zamanlar değişse de, memleketinin ayrıntıları hala hafızasında canlıydı. Memleketindeki değişimleri tam olarak yaşamak ve uzun süredir kayıp olan anılarını geri kazanmak için birkaç gün daha kalmaya karar verdi.
Usage
用来形容因时间或世事变迁巨大而产生的感受。
Zamanın veya olayların büyük değişikliklerinden kaynaklanan duyguyu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
十年未见,再见时,感觉恍若隔世。
shí nián wèi jiàn, zài jiàn shí, gǎnjué huǎng ruò gé shì.
On yıl sonra görüştüğümüzde, sanki ömür geçmiş gibi hissettik.
-
经历了这场变故,他感觉恍若隔世。
jīng lì le zhè chǎng biàngù, tā gǎnjué huǎng ruò gé shì.
Bu olaydan sonra kendini bambaşka bir dünyada gibi hissetti.