感慨系之 Duygusal olarak bağlı
Explanation
感触和慨叹,内心有所触动,发出感慨。
Duygular ve iç çekmeler, iç karışıklık, duygusal ifadeler.
Origin Story
一位饱经沧桑的老人坐在公园的长椅上,望着夕阳西下,心中感慨系之。他回忆起年轻时的梦想与奋斗,也想起生命中那些不可避免的失去与遗憾。曾经的激情与活力如今已渐渐褪去,取而代之的是岁月沉淀下来的平静与淡然。他感叹时光易逝,人生苦短,但同时也庆幸自己经历了这一切,因为这些经历让他更加深刻地理解了生命的意义。他相信,即使人生充满了遗憾,但只要我们用心去感受,依然可以从中找到快乐和满足。
Yılların verdiği tecrübelerle yıpranmış yaşlı bir adam, parkta bir bankta oturmuş, batan güneşe bakıyor, kalbi duygularla doluydu. Gençliğinin hayallerini ve mücadelelerini, hayatın kaçınılmaz kayıplarını ve pişmanlıklarını hatırladı. Gençliğinin tutkusu ve canlılığı yavaş yavaş kaybolmuş, yerini zamanın verdiği sakinlik ve huzur almıştı. Zamanın geçiciliğini ve hayatın kısalığını yas tutuyordu, ancak yaşadığı her şeye de minnettardı. Bu deneyimlerin ona hayatın anlamı hakkında daha derin bir anlayış kazandırdığına inanıyordu. Hayat pişmanlıklarla dolu olsa bile, insanın yolculuğu gerçekten takdir ederek neşe ve memnuniyet bulabileceğini düşünüyordu.
Usage
表示因某事而产生深刻的感触和慨叹。
Bir şeyden kaynaklanan derin duyguları ve iç çekmeleri ifade etmek için.
Examples
-
他看着眼前的景象,不禁感慨系之。
ta kanzhe yanqian de jingxiang,bu jin gankai xizhi.
Onun önündeki manzaraya bakarken, pişmanlık duymaktan kendini alamadı.
-
面对这突如其来的变故,他感慨系之,久久不能平静。
mian dui zhe turuqilai de biangu,ta gankai xizhi,jiujiu buneng pingjing
Bu ani değişiklikle karşı karşıya kalınca, duygu doluydu ve uzun süre sakin kalamadı.