支支吾吾 kekeleyerek konuşmak
Explanation
形容说话吞吞吐吐,含糊不清的样子。
Tereddütlü ve belirsiz konuşan, genellikle doğrudan bir cevaptan kaçınan birini tanımlar.
Origin Story
老张是一位经验丰富的侦探,他正审问一个嫌疑人。嫌疑人面对老张犀利的目光,支支吾吾地回答着问题,始终无法给出确凿的证据。老张耐心地引导他,并通过细致的观察和分析,发现了嫌疑人话语中的漏洞,最终将犯罪事实真相大白。在审问过程中,嫌疑人的支支吾吾更加剧了他内心的不安,也让他最终无法抵挡事实的真相。老张的经验和敏锐的观察力,让案情水落石出。这是一个关于真相与谎言、坦诚与伪装的故事。
Deneyimli bir dedektif olan Yaşlı Zhang, bir şüpheliyi sorguya çekiyordu. Şüpheli, Yaşlı Zhang'ın keskin bakışları altında, soruları tereddütlü ve kaçamak cevaplarla yanıtladı ve asla somut bir kanıt sunmadı. Yaşlı Zhang sabırla onu yönlendirdi, şüphelinin ifadelerindeki tutarsızlıkları ortaya çıkarmak için keskin gözlem ve analiz kullandı. Sonunda, suçun gerçeği ortaya çıktı. Şüphelinin kaçamak cevapları sadece iç karışıklığını artırdı ve gerçeğin ağır yüküne dayanamaz hale getirdi. Yaşlı Zhang'ın deneyimi ve keskin gözlem yetenekleri davayı çözdü. Bu, gerçek ve yalan, dürüstlük ve aldatma hakkındaki bir hikaye.
Usage
多用于形容说话含糊不清,闪烁其词。
Belirsiz veya kaçamak konuşan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他支支吾吾地说不出话来。
ta zhizhiwuwu de shuo bu chu hua lai.
Kekele konuştu ve konuşamadı.
-
面对老师的提问,他支支吾吾地回答,让人难以听懂。
mian dui laoshi de tiwen, ta zhizhiwuwu de huida, rang ren nan yi ting dong
Öğretmenin sorusuyla karşılaştığında, tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde cevap verdi, onu anlamak zorlaştırdı.