吞吞吐吐 tereddütlü
Explanation
形容说话含糊不清,遮遮掩掩,不肯痛快地说出来。
belirsiz ve tereddütlü bir şekilde konuşan, bir şeyi gizleyen veya doğrudan konuşmak istemeyen birini tanımlar.
Origin Story
老张是一位经验丰富的侦探,他接到一个神秘的案件:一位富商神秘失踪。唯一线索是一位目击者,但他的证词吞吞吐吐,语焉不详。老张耐心地引导他,从细节入手,一点一点地拼凑出真相。目击者起初闪烁其辞,但老张的细致提问让他不得不说出事情的真相:富商被他的商业伙伴绑架,目的在于获取商业机密。最终,老张根据目击者吞吞吐吐的线索,成功破获了这起绑架案,将富商救出,并逮捕了绑架犯。这个案件让老张明白,即使是吞吞吐吐的证词,只要细致分析,也能挖掘出宝贵的真相。
Deneyimli bir dedektif olan Yaşlı Zhang, gizemli bir dava alır: Varlıklı bir iş adamı gizemli bir şekilde kaybolmuştur. Tek ipucu bir görgü tanığıdır, ancak tanıklığı tereddütlü ve belirsizdir. Zhang, ayrıntılardan başlayarak onu sabırla yönlendirir ve gerçeği yavaş yavaş bir araya getirir. Görgü tanığı başlangıçta kaçamak cevaplar verir, ancak Zhang'ın ayrıntılı soruları onu gerçeği açıklamasına zorlar: İş adamı, ticari sırları ele geçirmek amacıyla iş ortağı tarafından kaçırılmıştır. Sonunda Zhang, görgü tanığının tereddütlü ipuçlarına dayanarak kaçırma davasını başarıyla çözer, iş adamını kurtarır ve kaçırıcıları tutuklar. Bu dava, Zhang'a dikkatli bir analizle bile tereddütlü ifadelerin değerli gerçekleri ortaya çıkarabileceğini öğretir.
Usage
用于形容说话含糊,不痛快。
belirsiz ve tereddütlü konuşan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他吞吞吐吐地说出了事情的经过。
ta tūn tūn tǔ tǔ de shuō chū le shì qing de jīng guò
Olayı tereddüt ederek anlattı.
-
她吞吞吐吐地告诉我,她丢了钱包。
tā tūn tūn tǔ tǔ de gào su wǒ, tā diū le qián bāo
Cüzdanını kaybettiğini tereddüt ederek söyledi