旁敲侧击 dolaylı
Explanation
比喻说话、写文章不直接点明,而是从侧面曲折地加以讽刺或抨击。
Bu, doğrudan noktayı belirtmeden, dolaylı olarak hiciv veya eleştiri yaparak konuşmak veya yazmak için bir metafordur.
Origin Story
战国时期,赵国有个大臣叫蔺相如,他因为完璧归赵而被封为上卿。后来,秦王想羞辱他,派人送来一封信,信中言语刻薄,暗示蔺相如能力不行,应该降职。蔺相如看了信后,并没有直接反驳,而是通过种种举动,暗中讽刺秦王,比如送礼、请客等,让秦王明白他的才能和地位不可动摇。秦王见蔺相如不卑不亢,反而处处维护自己的尊严,最终也只好作罢,放弃了羞辱他的想法。这个故事体现了蔺相如的智慧和胆识,同时也说明了在面对挑衅时,有时旁敲侧击比正面冲突更有效。
Savaşan Devletler döneminde, Zhao eyaletinde Lin Xiangru adında bir bakan vardı. Zhao'ya değerli yeşim mührü başarılı bir şekilde iade ettikten sonra en yüksek rütbeye yükseltildi. Daha sonra, Qin Kralı onu aşağılamak istedi ve Lin Xiangru'nun yeteneksiz olduğunu ve rütbesinin düşürülmesi gerektiğini ima eden sert sözlerle dolu bir mektup gönderdi. Lin Xiangru bunu doğrudan reddetmedi, bunun yerine Kral Qin'i dolaylı olarak alay etmek için çeşitli eylemler kullandı, örneğin hediye verip ziyafetler düzenleyerek, Kral'a yeteneklerinin ve statüsünün sarsılmaz olduğunu gösterdi. Qin Kralı, Lin Xiangru'nun ne boyun eğdiğini ne de kibirli olduğunu, ancak onurunu savunduğunu görünce, onu aşağılama planından vazgeçmekten başka seçeneği kalmadı. Bu hikaye Lin Xiangru'nun zekasını ve cesaretini yansıtıyor ve ayrıca kışkırtmalarla karşılaşıldığında, bazen doğrudan çatışmadan daha etkili dolaylı eylemlerin olduğunu gösteriyor.
Usage
用于形容说话或写文章不直接点明,而是从侧面曲折地表达意思。
Birinin bir şeyi doğrudan söylemediği, ancak anlamını dolaylı ve dolambaçlı bir şekilde ifade ettiği durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他总是旁敲侧击地打听我的消息。
tā zǒngshì páng qiāo cè jī de dǎtīng wǒ de xiāoxī。
Her zaman dolaylı yoldan haberlerimi öğrenmeye çalışıyor.
-
记者们旁敲侧击地询问总统的看法。
jì zhě men páng qiāo cè jī de xúnwèn zǒng tóng de kànfǎ。
Gazeteciler başkanın görüşünü dolaylı olarak sordular.
-
他说话总是旁敲侧击,让人摸不着头脑。
tā shuōhuà zǒngshì páng qiāo cè jī, ràng rén mō bù zhǎo tóu nǎo。
Her zaman dolaylı konuşuyor, insanları şaşırtıyor