无师自通 Kendi kendine öğrenen
Explanation
指没有老师的传授就能通晓,形容人学习能力强,对某事有天赋,或者形容事物的原理或道理很容易理解。
Bir öğretmen tarafından öğretilmeden bir şeyi anlamak anlamına gelir. Güçlü bir öğrenme yeteneği olan, bir şeye yetenekli olan veya prensipleri veya nedenleri kolayca anlayan birini tanımlar.
Origin Story
从前,在江南水乡有一个叫小莲的女孩,她从小就对绘画充满了兴趣。她经常偷偷跑到村里的书画店里,观察着店里的画师们作画。小莲看得津津有味,有时还会自己动手练习。时间久了,她居然画得越来越好,甚至超过了店里的画师。大家都说小莲是无师自通,真是个绘画天才。小莲后来成为了远近闻名的画家,她的画作被人们争相收藏。
Bir zamanlar, Çin'in güneyindeki bir su köyünde Xiaolian adında bir kız yaşıyordu. Küçük yaştan beri resim yapmaya tutkuyla bağlıydı. Sık sık köydeki sanat dükkanına gizlice girip sanatçıların resim çizmesini izlerdi. Xiaolian hayranlıkla izlerdi ve bazen kendisi de resim yapmayı denerdi. Zamanla, dükkanın sanatçılarını bile geride bırakarak resim yapmada daha da iyi hale geldi. Herkes Xiaolian'ın doğuştan yetenekli, gerçek bir resim dehası olduğunu söylüyordu. Daha sonra Xiaolian, resimleri insanlar tarafından çok aranan ünlü bir ressam oldu.
Usage
形容一个人学习能力强,不用老师教就能学得很好,或者形容事物容易理解。
Birinin öğretmense bile çok iyi öğrenebildiği veya bir şeyin anlaşılmasının kolay olduğu birini tanımlamak için.
Examples
-
他从小就表现出很高的音乐天赋,真是无师自通。
ta cong xiao jiu biao xian chu hen gao de yin le tian fu, zhen shi wu shi zi tong.
Çocukluğundan beri yüksek bir müzik yeteneği gösterdi, o gerçekten kendi kendine öğrenen biri.
-
我弟弟对电脑很感兴趣,在没有老师的情况下,他就能自学编程,真是无师自通
wo di di dui dian nao hen gan xing qu, zai mei you lao shi de qing kuang xia, ta jiu neng zi xue bian cheng, zhen shi wu shi zi tong
Kardeşim bilgisayarlarla çok ilgileniyor ve öğretmensiz kendi kendine programlama öğrenebiliyor, o gerçekten kendi kendine öğrenen biri