无所不晓 her şeyi bilen
Explanation
形容人知识渊博,什么都知道,没有不懂的。
Her şeyi bilen ve geniş bir bilgiye sahip birini tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,长安城里住着一位名叫李白的书生。李白自幼酷爱读书,博览群书,从诗词歌赋到天文地理,无所不晓。他不仅精通儒家经典,还涉猎佛道两家学说,对西方哲学也略知一二。长安城里的人都知道李白才华横溢,知识渊博,无人能及。有一天,一位来自西域的商人来到长安,他带来了许多珍奇异宝和前所未闻的故事。长安城里的人们都对这些东西感到好奇,纷纷前来观看。李白也来到了商人的队伍中,商人向李白展示了各种稀奇古怪的物品,并向他讲述了各种神奇的故事。李白不仅对这些东西了如指掌,还能说出它们的来历和典故。商人惊叹不已,称赞李白是无所不晓的奇才。从此以后,李白“无所不晓”的名声传遍了整个长安城,成为了家喻户晓的人物。
Tang Hanedanlığı döneminde, Çangan şehrinde Li Bai adında bir bilgin yaşadığı söylenir. Li Bai çocukluğundan beri okumayı çok severdi, şiir ve şarkılardan astronomi ve coğrafyaya kadar çok sayıda kitap okumuş, her şeyi biliyordu. Sadece Konfüçyüs klasiklerini değil, Budist ve Taoist doktrinlerini de incelemiş, ayrıca Batı felsefesi hakkında da biraz bilgi sahibiydi. Çangan şehrinin halkı, Li Bai'nin çok yetenekli ve bilgili olduğunu, kimsenin ona yetişemediğini biliyordu. Bir gün, batı bölgelerinden bir tüccar Çangan'a geldi, beraberinde birçok hazine ve daha önce hiç duyulmamış hikayeler getirdi. Çangan şehrinin halkı bu şeyleri görmek için can atıyordu ve onları görmeye geldiler. Li Bai de tüccar grubuna gitti, tüccar Li Bai'ye birçok garip şey gösterdi ve birçok harika hikaye anlattı. Li Bai bu şeyleri sadece iyi bilmekle kalmadı, aynı zamanda kökenlerini ve anekdotlarını da anlatabiliyordu. Tüccar şaşırdı ve Li Bai'yi her şeyi bilen bir dahi olarak övdü. O zamandan beri, Li Bai'nin "her şeyi bilen" ünü tüm Çangan şehrine yayıldı ve ünlü bir kişi oldu.
Usage
用于形容人知识渊博,无所不知。
Geniş bilgiye sahip ve her şeyi bilen birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他无所不晓,对任何问题都能侃侃而谈。
ta wusuobuxiao, dui renhe wenti dou neng kankan tantan
Her şeyi biliyor ve herhangi bir konu hakkında akıcı bir şekilde konuşabiliyor.
-
这个专家无所不晓,在学术界享有盛誉。
zège zhuanjia wusuobuxiao, zai xueshujie xiangyou shengyu
Bu uzman her şeyi biliyor ve akademik dünyada saygın bir üne sahip.