有口难辩 savunması zor
Explanation
虽然有嘴,却难以辩解清楚,常指尽管事实并非如此,但难以解释清楚,让人误解。
Bu atasözü, bir kişinin masum olsa bile, masumiyetini kanıtlayamayabileceği ve bunun yanlış anlaşılmalara yol açabileceği anlamına gelir. Genellikle gerçeğin belirsiz olduğu, ancak yine de yanlış yorumlandığı durumları tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,有一个叫李白的诗人,他非常有才华,但是为人比较狂放不羁,得罪了不少达官贵人。有一次,他被卷入了一场宫廷斗争,被一些人诬陷为谋反。虽然李白据理力争,有口难辩,但仍然被捕入狱。在狱中,他写下了许多千古绝句,表达了他内心的委屈和愤懑。后来,在一些正直官员的帮助下,李白才被释放,然而这场冤狱,却给他留下了一生的阴影。
Bir zamanlar, Tang Hanedanlığı döneminde Li Bai adında bir şair yaşıyordu. Çok yetenekliydi, ama aynı zamanda çok özgür ve kibirliydi, bu yüzden birçok yüksek rütbeli yetkiliyle kavga etti. Bir keresinde saray entrikasına karıştı ve ihanetle suçlandı. Li Bai tüm gücüyle kendini savundu ama kendini kanıtlayamadı ve hapse atıldı. Hapiste, acı ve öfkesini dile getiren birçok şiir yazdı. Daha sonra, dürüst birkaç yetkilinin yardımıyla Li Bai serbest bırakıldı, ancak bu haksızlık hayatı üzerinde derin bir etki bıraktı.
Usage
常用来形容人虽然有理,但难以解释清楚,导致别人误解,含冤莫白。
Bu atasözü, haklı olsalar bile, haklılıklarını kanıtlayamadıkları ve bu nedenle yanlış anlaşıldıkları insanlar için kullanılır.
Examples
-
他虽然百口莫辩,但事实胜于雄辩,最终还是被判了刑。
tā suīrán bǎikǒu mò biàn, dàn shìshí shèng yú xióngbiàn, zuìzhōng háishì bèi pàn le xíng。
Her ne kadar kendini savunmaya çalışsa da, gerçekler her şeyin üstündeydi ve sonunda mahkum edildi.
-
面对众人的指责,他感到有口难辩,只能默默承受。
miàn duì zhòng rén de zhǐzé, tā gǎndào yǒu kǒu nán biàn, zhǐ néng mòmò chéngshòu。
Herkesin suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığında, kendini savunamadığını hissetti ve sadece sessizce kabullendi.