滔滔不绝 Durmadan
Explanation
形容说话的人口若悬河,像流水一样不停地讲,没完没了。
“滔滔不绝”, sürekli, hızlı ve kapsamlı bir şekilde konuşan birini tanımlar. Genellikle birinin konuşmalar, konuşmalar veya tartışmalarda akıcı, zengin içerikli ve durmadan konuşmasını tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
唐朝时,有个名叫张九龄的人,他以才华横溢著称,深受皇帝的信任。一次,皇帝召集大臣们讨论国家大事,张九龄滔滔不绝地发表着自己的见解,他思路清晰,论据充分,旁征博引,让在场的所有人都听得津津有味。皇帝对他的精彩发言十分满意,不禁赞叹道:“张九龄真不愧是天下奇才!”
Tang Hanedanlığı döneminde, parlak zekâsı ile bilinen ve imparatorun güvenini kazanan Zhang Jiuling adında bir adam vardı. Bir keresinde imparator, önemli devlet işlerini görüşmek üzere bakanlarını topladı. Zhang Jiuling, görüşlerini sunarak akıcı bir şekilde konuştu. Düşünceleri net, argümanları sağlamdı ve geniş bir şekilde alıntı yaparak, orada bulunan herkesi büyüled. İmparator, onun zekice konuşmasından çok memnun kaldı ve hayranlıkla: “Zhang Jiuling gerçekten olağanüstü bir yetenek!” diye haykırdı.
Usage
“滔滔不绝”形容说话连绵不绝,语速快,语量大。常用于描述一个人在谈话、演讲或辩论时,说话流畅,内容丰富,没有停顿。
“滔滔不绝”, sürekli, hızlı ve kapsamlı bir şekilde konuşan birini tanımlar. Genellikle birinin konuşmalar, konuşmalar veya tartışmalarda akıcı, zengin içerikli ve durmadan konuşmasını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他滔滔不绝地讲着他的旅行故事。
ta tao tao bu jue de jiang zhe ta de lv xing gu shi
Seyahat hikayelerini hiç durmadan anlattı.
-
会议上,他滔滔不绝地发表了意见。
hui yi shang, ta tao tao bu jue de fa biao le yi jian
Toplantıda görüşlerini durmadan dile getirdi.
-
他面对记者的提问,滔滔不绝,侃侃而谈。
ta mian dui ji zhe de ti wen, tao tao bu jue, kan kan er tan
Gazetecilerin sorularını akıcı ve durmadan yanıtladı.