漫天遍地 her yerde
Explanation
形容数量多,分布广,到处都是。
Çok sayıda ve geniş bir dağılımı tanımlar; her yerde.
Origin Story
很久以前,在一个美丽的山谷里,住着一位善良的牧羊人。他每天放羊,看着漫山遍野的羊群,心中充满了喜悦。有一天,他发现山谷里开满了各种各样的花,红的、白的、紫的,漫天遍地,美不胜收。他从未见过如此壮丽的景象,欣喜若狂,忍不住摘下几朵最美丽的带回家,送给妻子欣赏。妻子也惊叹于花朵的美丽,两人沉浸在幸福的氛围中。从此以后,每当春天来临,山谷里依然漫天遍地都是鲜花,牧羊人家的日子也越过越红火,这美丽的景象也成了他们幸福生活的见证。
Çok uzun zaman önce, güzel bir vadiden nazik bir çoban yaşadı. Her gün koyunlarını otlatır, tepelerde yayılmış sürülerini izler, kalbi neşeyle dolar. Bir gün, vadinin her türden çiçeklerle kaplı olduğunu keşfetti: kırmızı, beyaz, mor, her yerde, nefes kesici bir manzara. Daha önce hiç böyle görkemli bir manzara görmemişti ve çok sevindi. Evine götürüp karısına göstermek için en güzel çiçeklerden birkaçını kopardı. Karısı da çiçeklerin güzelliğine hayran kaldı ve ikisi de mutluluk içinde kaldılar. O günden sonra her bahar, vadi çiçeklerle kaplı kaldı ve çobanın ailesi giderek daha zenginleşti, bu güzel manzara mutlu yaşamlarının bir kanıtı oldu.
Usage
多用于描写景物,也可以用于描写数量众多的事物。
Çoğunlukla manzarayı tanımlamak için kullanılır, çok sayıda şeyi tanımlamak için de kullanılabilir.
Examples
-
漫天遍地都是桃花。
màntiān biàndì dōushì táohuā
Her yerde şeftali çiçekleri var.
-
战争爆发,敌军漫天遍地而来。
zhànzhēng bàofā, dímǎn màntiān biàndì ér lái
Savaş başladığında düşman birlikleri her yönden geldi.
-
秋天的落叶漫天遍地。
qiūtiān de luòyè màntiān biàndì
Sonbahar yaprakları her yerde dağılmış durumda.