火上浇油 ateşe odun atmak
Explanation
比喻使事态恶化,使冲突或矛盾更加严重。
Durumu daha da kötüleştiren, çatışmaları veya çelişkileri daha da ağırlaştıran bir metafor.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位老农,他辛勤劳作,种了一片美丽的稻田。丰收在即,稻田金灿灿一片,煞是好看。然而,一场突如其来的大火却烧毁了村边的一片树林。火势凶猛,眼看着就要蔓延到老农的稻田。这时,村里的年轻人有的提水灭火,有的砍树隔离火源。但村里有个爱嚼舌根的老妇人,见此情景,却非但不帮忙,反而添油加醋,说:“这下完了,老农的稻田也保不住了!”她还故意从附近的水井里挑来一桶水,朝燃烧的树林泼去,结果水被蒸发,火势更旺了。众人见状都斥责老妇人的行为是火上浇油,害人害己。最终,大家齐心协力,总算将大火扑灭,保住了老农的稻田。这场大火让村民们深刻认识到,在危急时刻,互相帮助才能渡过难关,而火上浇油只会加剧灾难。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde, çok çalışan ve güzel bir pirinç tarlası yetiştiren yaşlı bir çiftçi yaşarmış. Hasat yaklaşmış, pirinç tarlası altın sarısı ve güzel görünüyormuş. Ancak ani bir yangın köyün yakınındaki bir ormanı yok etmiş. Yangın çok şiddetliymiş ve yaşlı çiftçinin pirinç tarlasına yayılmak üzereymiş. Tam o anda, köydeki gençlerden bazıları yangını söndürmeye yardım etmiş, diğerleri de yangının yayılmasını önlemek için ağaçlar kesmişler. Ancak dedikodu yapmayı seven yaşlı bir kadın da köyde yaşıyormuş ve o sadece yardım etmekle kalmamış, yangına körükle gitmiş, "Bitti, yaşlı çiftçinin pirinç tarlası kurtarılamaz!" demiş. Hatta kasıtlı olarak yakındaki bir kuyudan bir kova su alıp yanan ormana dökmüş, ancak su buharlaşmış ve yangın daha da şiddetlenmiş. Bunu görünce herkes yaşlı kadını yangına körükle gitmekle ve hem kendisine hem de başkalarına zarar vermekle suçlamış. Sonunda herkes bir araya gelmiş ve yangını söndürmeyi başarmış, yaşlı çiftçinin pirinç tarlasını kurtarmışlar. Bu yangın, köy halkına kriz anlarında birbirlerine yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu öğretmiş, yangına körükle gitmenin ise felaketi daha da kötüleştireceğini göstermiş.
Usage
用于形容故意使矛盾或冲突加剧的行为。
Çatışmaları veya çelişkileri kasıtlı olarak daha da kötüleştiren eylemi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他总是火上浇油,让矛盾更加激化。
tā zǒngshì huǒ shàng jiāo yóu, ràng máodùn gèngjiā jīhuà
O hep ateşe odun atıyor, çatışmayı daha da yoğunlaştırıyor.
-
这件事已经够糟糕了,你还要火上浇油吗?
zhè jiàn shì qíng yǐjīng gòu zāogāo le, nǐ hái yào huǒ shàng jiāo yóu ma
İşler zaten yeterince kötü, daha da kötüleştirmek zorunda mısın?