眉飞色舞 sevinçten uçan
Explanation
形容人得意兴奋的样子。
Çok mutlu ve heyecanlı birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有个名叫李白的诗人,他从小就才华横溢,尤其擅长写诗。有一天,他写了一首非常优秀的诗,心里高兴极了。他拿着这首诗,兴冲冲地跑到朋友王维家去,想让王维欣赏一下他的作品。王维看到李白眉飞色舞的样子,就知道他一定写了什么好诗。王维仔细阅读了李白的诗,果然被诗中优美的意境和精湛的技艺深深吸引住了。他情不自禁地拍手称赞道:“好诗!好诗!这首诗简直是妙笔生花!”李白听了王维的夸赞,心里更是乐开了花,眉飞色舞,脸上洋溢着幸福的笑容。从此以后,这首诗名扬天下,李白的诗名也更加响亮。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, özellikle şiir yazmada küçük yaşlardan itibaren çok yetenekli olan Li Bai adında bir şair yaşamış. Bir gün çok güzel bir şiir yazdı ve çok mutlu oldu. Şiirini arkadaşının Wang Wei'nin evine, eserini takdir etmesi için götürdü. Wang Wei, Li Bai'nin yüz ifadesini görünce, güzel bir şiir yazmış olması gerektiğini anladı. Wang Wei, Li Bai'nin şiirini dikkatlice okudu ve şiirin güzel tasviri ve ustaca becerisine hayran kaldı. İstemeyerek ellerini çırptı ve şöyle bağırdı: “Harika! Harika! Bu şiir mükemmel!” Wang Wei'nin övgüsünü duyan Li Bai çok sevindi ve yüzü mutlulukla parladı. O zamandan beri bu şiir çok ünlü oldu ve Li Bai'nin adı daha da yükseldi.
Usage
常用作谓语、状语、定语,形容人得意兴奋的神态。
Sıklıkla yüklem, zarf veya sıfat olarak kullanılır ve mutluluk ve heyecan halini tanımlar.
Examples
-
听到这个好消息,他眉飞色舞,激动不已。
tīng dào zhège hǎo xiāoxi, tā méi fēi sè wǔ, jīdòng bù yǐ.
Bu iyi haberi duyunca çok sevindi.
-
他眉飞色舞地向大家讲述了他的旅行经历。
tā méi fēi sè wǔ de xiàng dàjiā jiǎngshù le tā de lǚxíng jīnglì.
Heyecanla herkese seyahat deneyimlerini anlattı.
-
看到自己心爱的球队获胜,球迷们眉飞色舞,欢呼雀跃。
kàn dào zìjǐ xīn'ài de qiú duì huòshèng, qiumí men méi fēi sè wǔ, huānhū quèyuè。
En sevdikleri takımın kazandığını görünce taraftarlar çok sevindi ve coşkuyla tezahürat yaptılar