络绎不绝 Hiç durmadan
Explanation
形容人或事物连续不断地出现或发生。
Sürekli olarak ortaya çıkan veya meydana gelen kişileri veya şeyleri tanımlar.
Origin Story
传说古代有一位名叫王子的富商,他家财万贯,而且非常乐善好施。每逢节日,王子的宅院里都会摆满各种各样的美食,吸引着四面八方的穷人前来。每当大门打开,人们便络绎不绝地涌入,形成一条长长的队伍,一直延伸到街角。王子看到这么多人来,脸上总是露出慈祥的笑容,他把所有的美食都分给穷人,让他们吃饱喝足。人们对王子的仁义和善举赞不绝口,纷纷称赞他是“活菩萨”。
Antik çağlarda, muazzam bir servet sahibi ve çok cömert olan Prens adında zengin bir tüccar yaşadığı söylenir. Her festivalde, Prensin konağı her çeşit lezzetli yemeklerle dolup taşar, her yerden fakirleri çekerdi. Her kapı açıldığında, insanlar hiç durmadan gelir, sokağın köşesine kadar uzanan uzun bir sıra oluştururlardı. Prens, bu kadar çok insanı görünce her zaman nazikçe gülümserdi. Tüm lezzetleri fakirlere dağıtır, böylece doyasıya yiyip içebilirlerdi. İnsanlar Prensin adaletini ve iyiliklerini övdüler, onu
Usage
形容人流、车流或事物连续不断地出现或发生。
Sürekli olarak ortaya çıkan veya meydana gelen kişilerin, araçların veya şeylerin akışını tanımlamak için.
Examples
-
节日里,街上人流络绎不绝。
jié rì lǐ, jiē shàng rén liú luò yì bù jué.
Tatiller sırasında sokaklar insanlarla dolu.
-
这间商店生意兴隆,顾客络绎不绝。
zhè jiān shāng diàn shēng yì xīng lóng, gù kè luò yì bù jué.
Bu dükkan çok kalabalık, müşteriler hiç durmadan geliyor.