人迹罕至 nadiren ziyaret edilen
Explanation
形容地方荒凉偏僻,人烟稀少。
Az sayıda insanın bulunduğu ıssız ve uzak bir yeri tanımlar.
Origin Story
在古老的昆仑山脉深处,有一片神秘的峡谷,那里峰峦叠嶂,古木参天,飞瀑流泉,景色秀丽,但人迹罕至。据说,这片峡谷是古代仙人修炼的地方,因此常年云雾缭绕,充满仙气。峡谷中有一条蜿蜒的小路,路旁长满了奇花异草,偶尔能看到几只不知名的鸟儿飞过。这条小路是唯一通往峡谷深处的一条路,由于道路崎岖,加上峡谷地势险要,所以很少有人敢冒险前往。只有那些经验丰富的探险家和登山者,才会偶尔踏足这片人迹罕至的土地。他们会被峡谷的奇特景观所吸引,被这里独特的自然风光所震撼,感叹大自然的鬼斧神工。然而,即使是这些经验丰富的探险家,他们也会小心翼翼,敬畏自然,不敢轻易破坏这里的生态环境。他们知道,这片人迹罕至的土地,是地球上珍贵的自然遗产,需要我们共同守护。
Eski Kunlun Dağları'nın derinliklerinde, yükselen zirveler, kadim ağaçlar, şelaleler ve kaynak suları nefes kesen bir manzara oluşturan gizemli bir kanyon var, ancak nadiren insanlar tarafından ziyaret ediliyor. Efsaneye göre, bu kanyon bir zamanlar eski ölümsüzler için bir ibadet yeriydi, bu nedenle sürekli sisli ve mistik bir aura ile dolu. Kanyondan kıvrımlı bir patika geçmekte, egzotik çiçekler ve nadir bitkilerle çevrili, ara sıra bilinmeyen kuşların uçuşlarıyla süslenmektedir. Bu patika, kanyonun derinliklerine ulaşmanın tek yolu ve engebeli arazi ve tehlikeli kayalıklar nedeniyle çok az insan buraya girmeye cesaret ediyor. Sadece deneyimli kaşifler ve dağcılar ara sıra bu dokunulmamış topraklara ayak basıyor. Eşsiz manzaralar tarafından büyüleniyorlar ve benzersiz doğal güzelliğe hayran kalarak, doğanın sanatçılığına hayran kalıyorlar. Ancak, bu deneyimli kaşifler bile dikkatli bir şekilde ilerliyor, doğaya saygı duyuyor ve hassas ekosistemini rahatsız etmekten kaçınıyor. Bu seyrek nüfuslu toprağın, Dünyanın değerli bir doğal mirası olduğunu ve ortak korumamızı gerektiğini biliyorlar.
Usage
用于形容偏僻荒凉的地方,人迹罕至。
Uzak ve ıssız yerleri tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
深山老林人迹罕至。
shēnshān lǎolín rénjì hǎnzhì
Derin ormanlarda nadiren insan görürsünüz.
-
这条山路人迹罕至,很少有人走过。
zhè tiáo shānlù rénjì hǎnzhì, hěn shǎo yǒu rén zǒuguò
Bu dağ yolundan çok az insan geçer, çok az insan geçti