身临其境 Kişisel olarak bulunmak
Explanation
这个成语的意思是:亲自到了那个境地。 指置身于某种环境或情境之中,亲身感受和体验。
Bu deyimin anlamı: şahsen o yere varmak. Belirli bir ortamda veya durumda bulunmayı ve bunu bizzat yaşamayı ifade eder.
Origin Story
从前,有一个名叫小明的孩子,他从小就喜欢看历史书,尤其是关于古代战争的书籍。他常常在书桌前想象着古代战场的激烈场景,但始终无法体会到真正的战争气氛。有一天,小明去参观了古代战场遗址,他站在那片曾经血流成河的土地上,看着残破的城墙和断裂的兵器,他突然感觉自己好像身临其境,仿佛看到了当年士兵们浴血奋战的英姿,感受到了战争的残酷和悲壮。他终于理解了战争的意义,也更加珍惜现在的和平生活。
Çok eski zamanlarda, savaşları, özellikle antik savaşları anlatan kitapları okumayı seven Xiaoming adında bir çocuk yaşarmış. Çoğu zaman masasında oturur, antik savaş alanlarının yoğun sahnelerini hayal eder, ama gerçek savaşın atmosferini bir türlü yaşayamazmış. Bir gün Xiaoming, antik bir savaş alanının kalıntılarına gitmiş. Kanla ıslanmış olan toprağa ayak basmış, yıkılmış duvarları ve kırık silahları görmüş, ve aniden kendini orada bulmuş, sanki savaşçıların cesurca savaştığını görmüş, savaşın vahşetini ve trajedisini yaşamış gibi. Savaşın anlamını nihayet anlamış ve şimdiki barış dolu hayatı daha da çok değer vermeye başlamış.
Usage
这个成语形容亲身经历某事,或置身于某种环境或情境之中,亲身感受和体验。
Bu deyim, bir şeyi bizzat deneyimlemeyi veya belirli bir ortamda veya durumda bulunmayı ve bunu bizzat yaşamayı ifade eder.
Examples
-
这次旅行让我身临其境地感受了古老文明的魅力。
cì cì lǚ xíng ràng wǒ shēn lín qí jìng dì gǎn shòu le gǔ lǎo wén míng de mèi lì.
Bu yolculuk, bana eski uygarlıkların büyüsünü bizzat deneyimleme fırsatı verdi.
-
他站在舞台上,仿佛身临其境地体验着角色的喜怒哀乐。
tā zhàn zài wǔ tái shàng, fǎng fú shēn lín qí jìng dì tǐ yàn zhe jué sè de xǐ nù āi lè.
Sahnede duruyordu, sanki karakterin neşesini ve kederini gerçekten yaşıyordu.
-
设计师将古老建筑的元素融入现代设计,让人身临其境地感受历史的厚重。
shè jì shī jiāng gǔ lǎo jiàn zhú de yuán sù róng rù xiàn dài shè jì, ràng rén shēn lín qí jìng dì gǎn shòu lì shǐ de hòu zhòng.
Tasarımcı, eski mimarinin unsurlarını modern tasarıma dahil etti ve insanların tarihi bizzat deneyimlemesini sağladı.
-
阅读历史书籍,仿佛身临其境,体会到历史人物的喜怒哀乐。
yuè dú lì shǐ shū jí, fǎng fú shēn lín qí jìng, tǐ huì dào lì shǐ rén wù de xǐ nù āi lè.
Tarih kitapları okumak, tarihte bizzat bulunmak ve tarihsel şahsiyetlerin sevinçlerini ve kederlerini yaşamak gibidir.
-
身临其境地感受自然美景,令人心旷神怡。
shēn lín qí jìng dì gǎn shòu zì rán měi jǐng, lìng rén xīn kuàng shén yí.
Doğanın güzelliğini bizzat deneyimlemek ferahlatıcı ve canlandırıcıdır.