近在眉睫 yakın
Explanation
形容事情已到了眼前,十分紧急。
Yakın ve çok acil bir durumu tanımlar.
Origin Story
话说古代有一位将军,他率领的军队正在与敌军激战。战况十分激烈,双方都损失惨重。将军观察到敌军似乎已经无力再战,于是他决定发起最后一次进攻,彻底击溃敌军。然而,就在这时,他发现敌军增援部队已经近在眉睫,正迅速向战场靠近。将军意识到形势危急,立即下令全军后撤,避免全军覆没。这次成功的撤退,使得将军的军队保全了实力,为将来的胜利打下了坚实的基础。将军事后感慨道:‘如果不是及时发现敌军增援部队近在眉睫,恐怕我们这次就要全军覆没了。’这则故事告诉我们,在处理任何事情的时候都要有敏锐的洞察力和果断的决断力,才能避免危险和损失。
Eskiden, bir general ordusunu şiddetli bir savaşta yönetmiştir. Durum kritikti, her iki taraf da ağır kayıplar vermişti. General, düşman ordusunun tükendiğini fark etti ve onları tamamen yenmek için son bir saldırı başlatmaya karar verdi. Ancak, tam o anda düşman takviyelerinin yaklaştığını, savaş alanına hızla yaklaştığını fark etti. Durumun aciliyetini fark eden general, tamamen yok edilmeyi önlemek için derhal tam bir geri çekilme emri verdi. Bu başarılı geri çekilme, ordusunun gücünü korumasını sağlayarak gelecekteki zaferler için sağlam bir temel attı. Daha sonra general şöyle düşündü: ‘Düşman takviyelerinin bu kadar yakın olduğunu fark etmemiş olsaydık, muhtemelen tamamen yok edilirdik.’ Bu hikaye, her konuda tehlikeyi ve kayıpları önlemek için keskin gözlem ve kararlı eylemin önemini öğretiyor.
Usage
用于形容事情紧急,迫在眉睫。
Acil ve yakın bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
期末考试近在眉睫了,我们得好好复习。
qimokao shi jin zai meijiele, women dei haohǎo fuxi.
Final sınavı çok yakın, çok çalışmalıyız.
-
危险近在眉睫,必须立即采取行动。
weixian jin zai meijie, bibi liji caiqu xingdong
Tehlike çok yakın, hemen harekete geçmeliyiz.