雾里看花 siste çiçeklere bakmak
Explanation
比喻看不清事物真相,模糊不清。
Şeylerin gerçekliğini net bir şekilde görememe, bulanık ve belirsiz bir metafor.
Origin Story
唐代诗人杜甫晚年漂泊江湖,生活困顿,常常在小船上度日。一次,他在小船上欣赏湖光山色,看到湖岸边盛开的鲜花,由于年老视力衰退,花朵在他眼中变得模糊不清,如同隔着薄雾观看一般。于是,他写下了名句“春水船如天上坐,老年花似雾中看”。这句诗生动地描绘了他年老眼花,看花如同在雾中一样模糊的景象,也表达了他晚年漂泊的无奈与伤感。此后,“雾里看花”便成为人们常用的一种比喻,用来形容看不清事物真相,模糊不清的状态。
Tang Hanedanlığı şairi Du Fu'nun hayatının son yıllarında nehirlerde ve göllerde dolaşmış, hayatı yoksul geçmiş ve sık sık günlerini küçük teknelerde geçirmiştir. Bir gün, küçük bir teknede manzarayı seyrederken, göl kıyısında açmış çiçekler gördü. Yaşlılığından dolayı görüşü azalmıştı, çiçekler gözlerinde bulanıklaşmıştı, sanki ince bir sisin içinden bakıyormuş gibi. Bu yüzden ünlü satırı yazdı: "Bahar suyu, tekne sanki gökyüzünde oturuyormuş gibi, yaşlılığın çiçekleri sanki sisten bakıyormuş gibi." Bu satır, zayıf görüşü nedeniyle gördüğü çiçeklerin bulanık görüntüsünü canlı bir şekilde tasvir ediyor ve yaşlılığında dolaşmanın çaresizliğini ve hüznünü de ifade ediyor. O zamandan beri, "siste çiçeklere bakmak", şeylerin gerçekliğini net bir şekilde görememe, bulanık ve belirsiz bir durumun tasvirinde yaygın olarak kullanılan bir metafor haline geldi.
Usage
多用于形容对事情观察不够仔细,缺乏清晰的判断力。
Genellikle şeyleri yeterince dikkatlice gözlemlememeyi ve net bir yargı eksikliğini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
远处的山峦被雾气笼罩,宛如雾里看花,看不真切。
yuǎn chù de shānlúan bèi wùqì lóngzhào, wǎn rú wù lǐ kàn huā, kàn bu zhēnqiē.
Uzaktaki dağlar sisle kaplı, sanki sisten çiçeklere bakıyormuş gibi, net görünmüyor.
-
他对局势的判断,如同雾里看花,缺乏清晰的认识。
tā duì júshì de pànduàn, rútóng wù lǐ kàn huā, quēfá qīngxī de rènshi.
Duruma ilişkin değerlendirmesi, sanki sisten çiçeklere bakıyormuş gibi, net bir anlayıştan yoksun.
-
面对复杂的国际形势,我们必须擦亮双眼,避免雾里看花。
miàn duì fùzá de guójì xíngshì, wǒmen bìxū cā liàng shuāngyǎn, bìmiǎn wù lǐ kàn huā
Karmaşık uluslararası durum karşısında, gözlerimizi keskinleştirmeli ve sisin içinden bakmaktan kaçınmalıyız.