万念俱灰 tamamen umutsuz
Explanation
万念俱灰,形容所有的想法和打算都破灭了,极端灰心失望的心情。
Bu deyim, bir kişinin tüm umutlarının ve planlarının suya düştüğü ve tamamen umutsuzluğa kapıldığı bir durumu tanımlar.
Origin Story
在古代,有一位名叫张三的穷书生,他从小就立志要考取功名,光宗耀祖。他每天勤奋苦读,废寝忘食,希望有一天能金榜题名,实现自己的梦想。然而,一次又一次的考试失败,让张三的心中充满了失望和沮丧。他开始怀疑自己的能力,怀疑自己的努力,怀疑自己的选择。他觉得自己的梦想就像那远在天边的星星,永远也触碰不到。他渐渐失去了生活的动力,整日郁郁寡欢,无所事事。他曾经充满希望的双眼变得黯淡无光,他曾经坚定的信念也变得摇摇欲坠。他觉得人生就像一个无底的深渊,自己就像一只无助的蚂蚁,永远也逃脱不了命运的束缚。他开始厌倦这个世界,他开始厌倦自己的人生。他万念俱灰,觉得人生已经没有任何意义。于是,他决定放弃一切,选择结束自己的生命。他来到山崖边,准备一跃而下,结束自己痛苦的人生。就在这时,他听到了一阵清脆的鸟鸣声。他抬头望去,只见一只小鸟在枝头欢快地歌唱。它那嘹亮的歌声仿佛在提醒着张三,生命的意义在于活下去。它那振翅飞翔的身影仿佛在鼓励着张三,要勇敢地面对人生的挑战。张三被小鸟的歌声和身影所感动,他重新燃起了对生活的希望。他决定振作起来,继续追求自己的梦想。他相信,只要坚持不懈,总有一天会实现自己的目标。
Eski zamanlarda, Zhang San adında fakir bir bilgin vardı. Küçük yaştan itibaren, memurluk sınavını geçmeyi ve atalarının adını yüceltmeyi hayal ediyordu. Gündüz gece çalışarak, bir gün yetkililer arasında yerini alıp hayalini gerçekleştirmesi umuduyla okuyordu. Ancak, sınavlarda yaşanan tekrarlayan başarısızlıklar, Zhang San'ın kalbini hayal kırıklığı ve hayal kırıklığıyla doldurdu. Yeteneklerinden, çabalarından ve seçimlerinden şüphe etmeye başladı. Hayallerinin gökyüzünde uzak yıldızlar gibi, asla erişemeyeceği bir yerde olduğunu hissediyordu. Yavaş yavaş yaşama isteğini kaybetti, depresif ve işsiz kaldı. Bir zamanlar umutla dolu olan gözleri karardı ve bir zamanlar sağlam olan inançları sallanmaya başladı. Hayatı dipsiz bir uçurum gibi, kendisini ise kaderin zincirlerinden asla kurtulamayacak çaresiz bir karınca gibi görmeye başladı. Dünyadan nefret etmeye başladı, kendi hayatından nefret etmeye başladı. Tamamen umutsuzdu ve hayatın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyordu. Bu yüzden her şeyi bırakmaya ve hayatına son vermeye karar verdi. Bir uçurumun kenarına gitti, aşağı atlayıp acılı hayatına son vermeye hazırlandı. Tam o sırada, net bir kuş sesi duydu. Başını kaldırdı ve bir dalda neşeyle ötüyen küçük bir kuş gördü. Kuşun melodik sesi, Zhang San'a hayatın anlamının yaşamak olduğunu hatırlatıyordu. Kanat çırpması, Zhang San'ı hayatın zorluklarıyla cesurca yüzleşmesi için teşvik ediyordu. Zhang San, kuşun şarkısından ve görüntüsünden etkilendi ve hayata olan umudunu yeniden yakaladı. Kendini toparlamaya ve hayallerinin peşinden gitmeye karar verdi. Eğer azimle devam ederse bir gün hedeflerine ulaşacağına inanıyordu.
Usage
这个成语用于形容一个人在遭遇挫折或失败后,感到极其失望和沮丧,对未来失去了希望和斗志。
Bu deyim, bir kişinin başarısızlık veya yenilgi yaşadıktan sonra hissettiği aşırı hayal kırıklığını ve umutsuzluğu, gelecek için umut ve savaşma azmini kaybettiği zamanları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他考试没考好,现在万念俱灰,什么也不想干了。
ta kao shi mei kao hao, xian zai wan nian ju hui, shen me ye bu xiang gan le.
Sınavda başarılı olamadı ve şimdi tamamen umutsuz, hiçbir şey yapmak istemiyor.
-
经历了创业失败的打击后,他万念俱灰,决定放弃一切。
jing li le chuang ye shi bai de da ji hou, ta wan nian ju hui, jue ding fang qi yi qie.
İşinin başarısız olmasının ardından tamamen umutsuzluğa kapıldı ve her şeyi bırakmaya karar verdi.
-
听到这个消息,我万念俱灰,整个人都垮了。
ting dao zhe ge xiao xi, wo wan nian ju hui, zheng ge ren dou kua le.
Bu haberi duyunca tamamen umutsuzluğa kapıldım, tüm hayatım altüst oldu.