不管不顾 aldırmadan
Explanation
指对人不照料。也指举动莽撞,不顾别人。
Başkalarını ihmal etmeyi ve başkalarını düşünmeden, dikkatsizce hareket etmeyi ifade eder.
Origin Story
从前,在一个偏僻的小山村里,住着一位名叫阿福的年轻人。阿福为人善良,心地纯真,但他有个很大的缺点:做事总是不管不顾。一天,阿福要去县城赶集,他家里的老母鸡正在孵蛋,需要有人照看。村里的其他人都忙着干活,只有阿福闲着。母亲再三叮嘱阿福要帮忙照顾老母鸡,可阿福却满不在乎,说:“没事,老母鸡自己会照顾好自己!”说完,便不管不顾地出门赶集去了。结果,那天天气炎热,老母鸡没有得到及时的照料,蛋都孵不出来了。晚上阿福回来后,看到这样的结果后悔莫及。这件事让阿福深刻地意识到,做事不能不管不顾,要为自己的行为负责。
Bir zamanlar, ıssız bir dağ köyünde, A Fu adında genç bir adam yaşıyordu. A Fu kibar ve saf yürekli biriydi, ancak büyük bir kusuru vardı: her zaman kayıtsızca hareket ederdi. Bir gün, A Fu ilçeye pazara gitmeye karar verdi. Annesinin yaşlı tavuğu yumurtadan çıkarıyordu ve bakıma ihtiyacı vardı. Köydeki diğer herkes çalışmakla meşguldü, sadece A Fu boştu. Annesi defalarca A Fu'ya tavuğa bakması için yardım etmesini söyledi, ancak A Fu aldırış etmedi ve şöyle dedi: “Sorun yok, tavuk kendi kendine bakabilir!” Bunu söyledikten sonra, hiç düşünmeden pazara gitti. Sonuç olarak, o gün çok sıcaktı, tavuk zamanında bakım alamadı ve yumurtalar çatlamamıştı. A Fu akşam döndüğünde sonucu çok pişman etti. Bu olay, A Fu'nun kayıtsızca hareket etmemesi ve eylemlerinden sorumlu olması gerektiğini anlamasını sağladı.
Usage
常用于形容一个人做事不计后果,不考虑别人的感受。
Genellikle sonuçları veya başkalarının duygularını düşünmeden hareket eden birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他不管不顾地冲进了房间。
tā bù guǎn bù gù de chōng jì le fángjiān
Odaya aldırmadan koştu içeri.
-
面对危险,他依然不管不顾地向前冲去。
miànduì wēixiǎn tā yīrán bù guǎn bù gù de xiàng qián chōng qù
Tehlikeden habersiz, aldırmadan ilerlemeye devam etti.
-
他不管不顾地往前跑,差点撞到别人。
tā bù guǎn bù gù de wǎng qián pǎo chà diǎn zhuàng dào biéren
Aldırmadan koştu, neredeyse başkasına çarpacaktı.