了若指掌 liǎo ruò zhǐ zhǎng avuç içi gibi

Explanation

形容对事物了解得非常清楚,就像把东西放在手掌里给人看一样。

Bir şeyi avuç içinde gösterir gibi çok açık ve net bir şekilde anlama biçimini tanımlar.

Origin Story

话说唐朝时期,有个名叫李白的才子,他博览群书,对诗词歌赋以及历史典故都了若指掌。一日,皇帝召见李白,问及一些比较冷门的历史事件,李白对答如流,令皇帝赞叹不已。他如同将历史的点点滴滴都握于掌中,清晰明了,精准无误。此事传扬开来,人们都敬佩李白的才学和渊博的知识。

huà shuō táng cháo shíqī, yǒu gè míng jiào lǐ bái de cáizǐ, tā bólǎn qún shū, duì shī cí gē fù yǐ jí lìshǐ diǎn gù dōu liǎo ruò zhǐ zhǎng. yī rì, huángdì zhào jiàn lǐ bái, wèn jí yī xiē bǐjiào lěng mén de lìshǐ shìjiàn, lǐ bái duì dá rú liú, lìng huángdì zàntàn bù yǐ. tā rútóng jiāng lìshǐ de diǎn diǎn dī dī dōu wò yú zhǎng zhōng, qīngxī míngliǎo, jīngzhǔn wú wù. cǐ shì chuányáng kāilái, rénmen dōu jìngpèi lǐ bái de cáixué hé yuānbó de zhīshi.

Tang Hanedanlığı döneminde, Çin edebiyatı, klasik şiirler ve tarihi olaylar hakkında geniş bilgiye sahip Li Bai adında bir bilgin yaşadığı söylenir. Bir gün İmparator Li Bai'yi çağırdı ve bazı belirsiz tarihsel ayrıntılar hakkında sorular sordu. Li Bai akıcı ve doğru bir şekilde cevap verdi. İmparator çok etkilendi. Söylentilere göre bu ayrıntıları zihninde avucunda tutar gibi sıkıca saklıyordu. Bu hikaye yaygınlaştı ve insanlar Li Bai'nin olağanüstü bilgisine hayran kaldılar.

Usage

常用来形容对某事物的了解非常透彻,掌握得非常熟练。

cháng yòng lái xíngróng duì mǒu shìwù de liǎojiě fēicháng tòuchè, zhǎngwò de fēicháng shúliàn

Bir şeye çok iyi ve yetkin bir şekilde hakim olmayı tanımlamak için sıklıkla kullanılır.

Examples

  • 他对公司的情况了若指掌。

    tā duì gōngsī de qíngkuàng liǎo ruò zhǐ zhǎng

    Şirketin durumunu çok iyi biliyor.

  • 他将最新的市场信息了若指掌。

    tā jiāng zuìxīn de shìchǎng xìnxī liǎo ruò zhǐ zhǎng

    Son piyasa bilgilerine tam hakim