低声下气 alçalmak; alçakgönüllü ve itaatkar olmak
Explanation
形容说话和态度卑下恭顺的样子。
Alçakgönüllü ve boyun eğmiş bir şekilde konuşma ve davranma biçimini tanımlar.
Origin Story
贾府荣华富贵,却在无形中隐藏着危机。宝玉丢玉后,大观园里海棠枯萎,预示着贾府的衰败。袭人作为宝玉贴身丫鬟,目睹着贾府由盛转衰,为了能让宝玉平安度过难关,她不得不低声下气地劝慰宝玉,照顾他的生活起居,在宝玉生病时更是寸步不离地侍奉左右,尽心尽责地履行着丫鬟的职责,她的卑微与付出,都源于对宝玉的忠心和对贾府命运的担忧。
Jia ailesinin zenginliği ve ihtişamı görünmez bir krizi gizliyordu. Baoyu yeşimini kaybettikten sonra, Büyük Manzara Bahçesi'ndeki ağaçlar kurudu ve Jia ailesinin düşüşünü müjdeliyordu. Baoyu'nun hizmetçisi Xiren, Jia ailesinin refahından düşüşüne tanık oldu. Baoyu'yu zorluklardan kurtarmak için onu alçakgönüllülükle teselli etmek, günlük yaşamını idare etmek ve hatta hasta olduğunda yanında kalarak görevlerini titizlikle yerine getirmek zorunda kaldı. Onun alçakgönüllülüğü ve bağlılığı, Baoyu'ya sadakatinden ve Jia ailesinin kaderi hakkındaki endişesinden kaynaklanıyordu.
Usage
常用作谓语、定语、状语;多用来形容人的态度卑微。
Sık sık yüklem, sıfat veya zarf olarak kullanılır; çoğunlukla bir kişinin alçakgönüllü tavrını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他为了保住工作,不得不低声下气地向老板求情。
tā wèile bǎozhù gōngzuò, bùdébù dīshēngxiàqì de xiàng lǎobǎn qiúqíng.
İşini korumak için patronuna yalvarmak zorunda kaldı.
-
面对强大的对手,他不得不低声下气地谈判。
miàn duì qiángdà de duìshǒu, tā bùdébù dīshēngxiàqì de tánpàn.
Güçlü bir rakiple karşı karşıya kaldığında, mütevazı bir şekilde pazarlık etmek zorunda kaldı.
-
他向她低声下气地道歉,希望得到她的原谅。
tā xiàng tā dīshēngxiàqì de dàoqiàn, xīwàng dédào tā de yuánliàng
Onu affetmeyi umarak ona alçakgönüllüce özür diledi