危机四伏 tehlikeyle dolu
Explanation
形容到处都隐藏着危险。
Her yerde tehlikelerin gizlendiği bir durumu tanımlar.
Origin Story
古老的森林里,危机四伏。茂密的树丛中潜伏着凶猛的野兽,阴暗的角落里盘踞着剧毒的蛇虫。一位经验丰富的猎人,带着他的猎犬,小心翼翼地穿梭于树林之间。他时刻保持警惕,仔细观察周围的一举一动,甚至连落叶的声响,也能让他立刻提高警惕。他知道,稍有不慎,便可能陷入万劫不复的境地。然而,猎人并没有被恐惧吓倒,他凭借着多年的狩猎经验和冷静的头脑,一次又一次地化解了危机。他用娴熟的技巧躲避了野兽的袭击,用敏锐的观察力发现了蛇虫的踪迹。他坚信,只要足够谨慎,就能在危机四伏的森林里生存下去。最终,他成功地完成了狩猎任务,平安地回到了家中,为他的家人带来了丰盛的食物。
Eski bir ormanda, her yerde tehlike pusuya yatıyordu. Yoğun ağaçlıkta vahşi hayvanlar saklanıyor, karanlık köşelerde ise zehirli yılanlar ve böcekler kıvrılıyordu. Deneyimli bir avcı, tazısıyla birlikte, ormanın içinden dikkatlice geçiyordu. Uyanık kalıyor, etrafındaki her hareketi dikkatlice izliyordu, hatta düşen yaprakların sesi bile onu tetikte tutuyordu. Yanlış bir adımın ölümüne yol açabileceğini biliyordu. Ancak avcı korkuya yenik düşmedi. Yıllarca süren avcılık deneyimini ve berrak zekasını kullanarak tehlikeden defalarca kurtuldu. Vahşi hayvanların saldırılarından kaçmak için becerisini, zehirli yılan ve böceklerin izlerini bulmak için ise keskin gözlem yeteneğini kullandı. Sadece son derece dikkatli davranarak bu tehlikeli ormanda hayatta kalabileceğine inanıyordu. Sonunda avcılığını başarıyla tamamladı ve ailesine bol miktarda yiyecek getirerek eve sağ salim döndü.
Usage
作谓语、宾语、定语;多用于形容局势紧张危险。
Yüklem, nesne ve sıfat olarak kullanılır; genellikle gergin ve tehlikeli bir durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
如今国际形势复杂,危机四伏,我们必须提高警惕。
rújīn guójì xíngshì fùzá, wēijī sì fú, wǒmen bìxū tígāo jǐngtí.
Günümüzde uluslararası durum karmaşık ve tehlikeyle dolu; tetikte olmalıyız.
-
面对激烈的市场竞争,企业危机四伏,需要积极应对。
miàn duì jīliè de shìchǎng jìngzhēng, qǐyè wēijī sì fú, xūyào jījí yìngduì
Şiddetli piyasa rekabetine karşı, işletmeler tehlikeli bir konumdadır ve aktif olarak yanıt vermelidirler.