孤苦伶仃 yalnız ve çaresiz
Explanation
形容孤单困苦,无依无靠。
Yalnızlığı, sıkıntıyı ve çaresizliği tanımlar.
Origin Story
晋武帝时期,一位名叫李密的官员因祖母年老体弱,孤苦伶仃,上书请求侍奉祖母,婉拒了朝廷的任命。他的《陈情表》真挚感人,流传至今,成为孝道的典范。李密的故事也告诉我们,亲情和孝道比任何功名利禄都重要。在一个战乱频仍的年代,李密一家流离失所,他与祖母相依为命,共同经历了无数的艰难困苦,这种经历也让他更深刻地体会到亲情的可贵。他拒绝做官,不为自己的前途担忧,只为了不让年迈的祖母孤苦伶仃,独自面对生活的艰辛。他的孝心深深感动了晋武帝,最终,李密获得了晋武帝的许可,得以在家中侍奉祖母,直至祖母去世。
Jin İmparatoru Wu'nun saltanatı sırasında, Li Mi adında bir yetkili, yalnız ve çaresiz yaşayan yaşlı ve güçsüz büyükannesine bakmak için evde kalma izni istemek amacıyla imparatora bir mektup yazdı. Duyarlı anlatımı "Chen Qing Biao", evlat saygısının klasik bir örneğidir ve hala günümüzde de incelenmektedir. Li Mi'nin öyküsü, her şeyin üzerinde ailenin ve evlat saygısının önemini vurgular. Sık sık yaşanan savaşlar sırasında, Li Mi ve büyükannesi yerlerinden edilmiş ve zorluklar yaşamışlardır. Bu deneyim, ailesine olan minnettarlığını derinleştirmiştir. Kişisel çıkar için değil, büyükannesinin yalnızlık ve sıkıntı içinde yaşamasını önlemek için resmi bir görevi reddetti. Samimi evlat saygısı, İmparator Wu'yu derinden etkiledi ve Li Mi, büyükannesinin ölümüne kadar ona bakma izni aldı.
Usage
常用来形容人孤独、无助、可怜的状态。
Genellikle bir kişinin yalnızlık, çaresizlik ve acıma durumunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他从小父母双亡,孤苦伶仃地长大。
tā cóng xiǎo fùmǔ shuāng wáng, gū kǔ líng dīng de zhǎng dà
Ebeveynlerinin ölümünden sonra yalnız büyüdü.
-
战乱之后,许多人流离失所,孤苦伶仃。
zhàn luàn zhī hòu, xǔ duō rén liú lí shì suǒ, gū kǔ líng dīng
Savaştan sonra birçok insan yerinden edildi ve yalnız kaldı.