并行不悖 Paralel ama çelişkili değil
Explanation
指两件事同时进行,并不互相抵触,可以一起发展。
İki şeyin birbirine aykırı olmadan aynı anda gerçekleşmesini ve birlikte gelişebilmesini ifade eder.
Origin Story
话说古代有一位老农,他家既养鸡又种田。别人都说养鸡和种田会占用时间,互相冲突,难以兼顾。但老农却说:“养鸡种田,并行不悖!”他每天清晨先去田里劳作,中午回家喂鸡,下午再回田里。鸡粪用来肥田,粮食养活鸡。就这样,他的鸡越来越多,粮食也越来越多,生活越过越红火。他用自己的实际行动证明,养鸡和种田不仅不相冲突,反而相得益彰,共同促进了他的生活富裕。这便是“并行不悖”的生动写照,体现了事物之间相互协调发展的可能性,也启示我们,要学会统筹兼顾,在多方面努力的同时,取得更大的成功。
Eskiden tavuk besleyip tarla süren yaşlı bir çiftçi varmış. Diğerleri tavuk beslemenin ve tarla sürmenin zaman alacağını, birbirleriyle çelişeceğini ve ikisinin de dengelemenin zor olacağını söylermiş. Ama yaşlı çiftçi demiş ki: “Tavuk beslemek ve tarla sürmek birbirini dışlamaz!” Her sabah önce tarlada çalışırmış, öğlen evine gidip tavuklarını beslermiş ve öğleden sonra tekrar tarlaya dönermiş. Tavuk gübresi tarlayı gübrelemek için kullanılır, tahıl da tavukları beslermiş. Bu şekilde tavukları artmış, tahılı da artmış ve hayatı daha müreffeh olmuş. Kendi eylemleriyle tavuk beslemenin ve tarla sürmenin sadece çelişmediğini, aksine birbirini tamamladığını ve birlikte refahını artırdığını kanıtlamış. Bu, “paralel ama çelişkili değil”in canlı bir tasviridir; şeylerin karşılıklı koordinasyonlu gelişme olasılığını yansıtır ve aynı zamanda bize çok sayıda alanda çaba sarf ederken daha büyük başarılar elde etmek için çabalarımızı nasıl koordine edeceğimizi öğrenmemizi hatırlatır.
Usage
形容两件事物可以同时进行,互不冲突。
Birbirine aykırı olmadan aynı anda gerçekleşebilen iki şeyi tanımlar.
Examples
-
国家发展和人民生活水平提高这两件事可以并行不悖。
guojia fazhan he renmin shenghuoshui pingtigao zhe liang jianshi keyi bingxing bu bei
Ülkenin gelişimi ve halkın yaşam standartlarının yükselmesi paralel olarak ilerleyebilir.
-
科技进步与环境保护可以并行不悖,并不矛盾。
keji jinbu yu huanjing baohu keyi bingxing bu bei, bing bu maodun
Teknolojik gelişmeler ve çevre koruma birbirleriyle çelişmez, paralel olarak ilerleyebilirler.