应付自如 kolayca halletmek
Explanation
形容处理事情从容不迫,很有办法。
bir durumun sakin ve etkili bir şekilde ele alınmasını tanımlar.
Origin Story
小明是一位经验丰富的厨师,在厨房里总是能够应对自如。一次,餐厅里突然来了许多客人,厨房瞬间忙碌起来,各种菜肴的订单蜂拥而至。但小明并没有慌乱,他指挥着助手们有条不紊地准备食材、烹制菜肴。他熟练地掌握着火候,精准地控制着时间,一道道美味佳肴从他的手下诞生,最终,所有客人的订单都得到了满足,他们吃得开心,小明也露出了轻松的笑容。他应付自如的能力令人钦佩。
Mehmet deneyimli bir aşçıdır ve mutfakta her zaman her şeyi kolayca halleder. Bir gün restorana aniden çok sayıda misafir geldi ve mutfak anında siparişlerle doldu. Ancak Mehmet paniklemedi, yardımcılarına malzemeleri hazırlamak ve yemekleri pişirmek için düzenli bir şekilde talimat verdi. Ateşi ustaca kontrol etti, zamanı hassas bir şekilde yönetti ve birbirinden lezzetli yemekler ortaya çıktı. Sonunda tüm misafirlerin siparişleri karşılandı, hepsi mutlu oldu ve Mehmet rahat bir nefes aldı. Her şeyi kolayca halletme yeteneği takdire şayandır.
Usage
多用于形容人处理事情、应对环境的能力。
Genellikle bir kişinin durumları ve zorlukları ele alma yeteneğini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对突发事件,他处理得应付自如。
miàn duì tūfā shìjiàn, tā chǔlǐ de yìngfù zìrú
Beklenmedik olayları kolaylıkla halletti.
-
他演讲时应对自如,台下掌声雷动。
tā yǎnjiǎng shí yìngduì zìrú, táixià zhǎngshēng léidòng
Konuşması kendinden emin ve iyi karşılandı, izleyiciler coşkuyla alkışladı.