庞然大物 devasa bir şey
Explanation
形容体积巨大、笨重的东西。也比喻外表强大,实际上虚弱的事物。
Çok büyük ve ağır bir şeyi tanımlamak için kullanılır. Ayrıca dışarıdan güçlü görünen ama aslında zayıf olan bir şey için de kullanılır.
Origin Story
很久以前,贵州山区里还没有驴。一天,一个商人运来一头驴,把它放在山脚下吃草。一头老虎发现了这头庞然大物,它觉得这肯定是什么神仙,于是躲在树林里偷偷观察。它慢慢靠近驴,驴大声嘶叫,老虎吓了一跳。老虎仔细一看,发现驴只会用蹄子踢,没有别的本事。老虎兴奋地跳上去,痛痛快快地饱餐了一顿。
Çok eski zamanlarda, Guizhou'nun dağlık bölgelerinde eşek yoktu. Bir gün bir tüccar bir eşek getirdi ve onu dağın eteğinde otlatmaya bıraktı. Bir kaplan bu devasa yaratığı gördü ve bunun bir tür tanrı olduğunu düşündü, bu yüzden ormana saklandı ve gizlice gözlemledi. Yavaşça eşeğe yaklaştı, eşek yüksek sesle bağırdı ve kaplan irkildi. Kaplan yakından baktı ve eşekin sadece toynaklarıyla tekme atabileceğini ve başka yeteneklerinin olmadığını gördü. Heyecanla kaplan ona atladı ve büyük bir iştahla onu yedi.
Usage
常用来形容体积巨大、笨重的东西,也比喻表面强大,实际上虚弱的事物。
Genellikle çok büyük ve ağır bir şeyi tanımlamak için kullanılır, ancak dışarıdan güçlü görünen ama aslında zayıf olan bir şey için de kullanılır.
Examples
-
这艘巨轮,虽然庞然大物,但也难逃沉没的命运。
zhè sōu jù lún, suīrán páng rán dà wù, dàn yě nán táo chén mò de mìng yùn
Bu büyük gemi, devasa bir şey olmasına rağmen, batma kaderinden kaçamaz.
-
他虽然职位很高,但实际上只是个庞然大物,空有其表。
tā suīrán zhíwèi hěn gāo, dàn shíjì shang zhǐshì gè páng rán dà wù, kōng yǒu qí biǎo
Yüksek bir mevkiye sahip olmasına rağmen, aslında sadece büyük ve beceriksiz bir adamdır, sadece dışarıdan izlenim bırakır.