心悦诚服 Samimi İnanç
Explanation
心悦诚服指由衷地高兴,真心服气。形容十分服气,衷心信服。
Samimi inanç, yürekten gelen mutluluğa ve gerçek inanç duygusuna işaret eder. Tam bir inanç ve içten güven durumunu tanımlar.
Origin Story
战国时期,孟子游说诸侯,推行仁政。有人质疑,认为靠武力也能称霸,何必讲仁政?孟子反驳道:武力征服只能让人表面屈服,而非真心服从;而仁政则能使人从内心深处信服,心悦诚服地追随。他以齐国为例,说明齐桓公靠霸道一时称霸,但国力不稳;而周文王则以德服人,奠定了周朝的基业,这便是以德服人的力量。孟子还讲述了孔子及其弟子们的故事,七十子皆心悦诚服地跟随孔子,学习他的学说,并将他的思想传播到各地,影响深远,这都源于孔子的仁德。他进一步阐述,仁政并非软弱,而是以强大的道德力量感化人心,最终成就霸业。因此,真正的强大并非依靠武力,而是依靠德行。只有心悦诚服,才能凝聚人心,国泰民安。
Savaşan Devletler Dönemi'nde Mencius, feodal beyleri iyi yönetim uygulamaya ikna etmek için seyahat etti. Bazıları bunu sorgulayarak, askeri gücün hakimiyete ulaşabileceğini, iyi yönetimin neden önemli olduğunu savundu. Mencius yanıtladı: Askeri fetih yalnızca yüzeysel boyun eğmeye, gerçek itaate değil yol açar; iyi yönetim ise insanların içtenlikle inanmasına ve sadakatle takip etmesine neden olur. Qi Eyaletini örnek göstererek, Qi'nin Dükü Huan'ın tiran bir yönetimle geçici bir hakimiyet kazandığını, ancak gücünün istikrarsız olduğunu; Zhou'nun Kralı Wen'in ise erdemle halkın kalbini kazanarak Zhou hanedanlığının temelini attığını, erdemli yönetimin gücünü gösterdi. Mencius ayrıca Konfüçyüs ve öğrencilerinin hikayesini anlatarak, yetmiş öğrencinin Konfüçyüs'ü yürekten takip ettiğini, öğretilerini öğrendiğini ve ideolojisini yaygınlaştırdığını, Konfüçyüs'ün erdeminden kaynaklanan derin bir etkiyi vurguladı. Ayrıca iyi yönetimin zayıflık değil, kalpleri ve zihinleri etkileyen güçlü bir ahlaki güç olduğunu, nihayetinde hegemonyaya ulaştığını savundu. Bu nedenle, gerçek güç askeri güçte değil, erdemde yatmaktadır. Sadece içten bir inançla insanlar birleştirilebilir ve ulusal istikrar ve barış sağlanabilir.
Usage
用于形容对某人或某事由衷的信服和赞赏。
Birine veya bir şeye yürekten duyulan hayranlığı ve takdiri ifade etmek için kullanılır.
Examples
-
他做事认真负责,令人心悦诚服。
tā zuòshì rènzhēn fùzé, lìng rén xīn yuè chéng fú
İşinde ciddi ve sorumludur, bu yüzden herkes onu takdir eder.
-
经过老师的耐心讲解,我终于心悦诚服地接受了这个观点。
jīngguò lǎoshī de nàixīn jiǎngjiě, wǒ zhōngyú xīn yuè chéng fú de jiēshòu le zhège guāndiǎn
Öğretmenin sabırlı açıklamasından sonra, bu görüşü sonunda kabul ettim.
-
面对铁证如山的证据,罪犯最终心悦诚服地认罪了。
miànduì tiězhèngrúshān de zhèngjù, zuìfàn zhōngyú xīn yuè chéng fú de rènzuì le
Elinde tutulan kesin kanıtlar karşısında, suçlu sonunda suçunu ikrar etti.