望洋兴叹 Wàng Yáng Xīng Tàn
Explanation
望洋兴叹,意思是仰望大海而感叹,比喻面对伟大事物而自感渺小,也指因力量不足而感到无可奈何。
Wàng Yáng Xīng Tàn, okyanusa bakıp iç çekmek anlamına gelir. Büyük şeyler karşısında küçük ve önemsiz hissetme veya aşılmaz zorluklarla karşı karşıya kalındığında çaresiz hissetme duygusunu tanımlar.
Origin Story
传说古代有个黄河河神,名叫河伯。他自以为黄河浩大,天下第一,便兴致勃勃地去北海看看。到了北海,他才发现北海之广阔,远非黄河可比。河伯顿时感到自己的渺小,不禁望洋兴叹。这个故事告诉我们,要谦虚谨慎,不要自以为是,要勇于学习,不断进步。
Efsaneye göre, eski zamanlarda He Bo adında bir Sarı Nehir tanrısı varmış. Sarı Nehrin engin ve dünyanın en büyük nehri olduğunu düşünüyordu, bu yüzden Kuzey Denizi'ni görmeye gitti. Kuzey Denizi'ne vardığında, Kuzey Denizi'nin genişliğinin Sarı Nehir'den çok daha büyük olduğunu fark etti. He Bo anında küçük ve çaresiz hissetti. Bu hikaye bize alçakgönüllü ve dikkatli olmayı, kibirli olmamayı, cesurca öğrenmeyi ve sürekli ilerlemeyi öğretiyor.
Usage
常用作谓语、宾语、定语;形容做事因力不胜任或没有条件而感到无可奈何。
Sık sık yüklem, nesne veya sıfat olarak kullanılır; bir şey başaramadığında veya ön koşullara sahip olmadığında çaresizlik duygusunu tanımlar.
Examples
-
面对如此巨大的挑战,我们只能望洋兴叹。
miàn duì rú cǐ jù dà de tiǎo zhàn, wǒ men zhǐ néng wàng yáng xīng tàn
Böyle büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldığımızda, sadece iç çekebiliriz.
-
他自知能力有限,面对这个难题,只能望洋兴叹。
tā zì zhī néng lì yǒu xiàn, miàn duì zhè ge nán tí, zhǐ néng wàng yáng xīng tàn
Kendi yeteneklerinin sınırlı olduğunu biliyordu ve bu sorun karşısında sadece iç çekebilirdi.
-
面对如此庞大的工程,我们不得不望洋兴叹
miàn duì rú cǐ páng dà de gōng chéng, wǒ men bù dé bù wàng yáng xīng tàn
Böyle büyük bir proje karşısında iç çekmek zorundayız