毅然决然 kararlı bir şekilde
Explanation
形容人意志坚决,毫不犹豫。表示下定决心去做某件事,不会有任何的犹豫和迟疑。
Kararlı ve tereddüt etmeyen birini tanımlar. Bir şeyi hiç tereddüt etmeden veya kararsız kalmadan yapmaya kararlı olmak anlamına gelir.
Origin Story
话说很久以前,在一个偏远的山村里,住着一位名叫阿牛的年轻人。阿牛为人正直善良,勤劳肯干,但他从小就生活贫困,家里没有田地,全靠他每天上山砍柴为生。有一天,阿牛在砍柴的时候,意外发现了一处金矿。他激动万分,但同时又陷入了深深的矛盾之中。他知道,如果把金矿的消息告诉村里的人,大家都能过上好日子,但他自己也会失去这份宝贵的机会。经过一番激烈的思想斗争,阿牛毅然决然地决定放弃个人利益,将金矿的消息告诉了村长。村长听后非常高兴,立即召集村民们一起开采金矿。从此以后,山村里的人们过上了富裕的生活,阿牛也成为了村里人敬佩的对象。
Çok eski zamanlarda, ıssız bir dağ köyünde Aniu adında genç bir adam yaşıyordu. Aniu dürüst ve iyi yürekli, çalışkan ve gayretli bir adamdı, ancak çocukluğundan beri yoksulluk içinde yaşamıştı, ailesinin arazisi yoktu ve her gün dağlarda odun keserek geçimini sağlıyordu. Bir gün odun keserken Aniu tesadüfen bir altın madeni keşfetti. Çok sevindi, ancak aynı zamanda derin bir çelişkiye düştü. Köylülere altın madenini söylerse herkes iyi yaşayabileceğini, ama kendisi bu değerli fırsatı kaybedeceğini biliyordu. Şiddetli bir iç mücadeleden sonra Aniu kararlı bir şekilde kişisel çıkarlarından vazgeçmeye ve köy reisi altın madeni hakkında bilgilendirmeye karar verdi. Köy reisi bunu duyduktan sonra çok sevindi ve altın madenini birlikte işlemek için hemen köylüleri topladı. O zamandan beri köylüler zengin bir hayat yaşadılar ve Aniu köylüler tarafından saygı duyulan biri oldu.
Usage
多用于书面语,形容做事果断坚决。
Çoğunlukla yazılı dilde kullanılır, kararlı ve kesin bir şekilde hareket eden birini tanımlar.
Examples
-
面对困难,他毅然决然地选择了挑战。
miànduì kùnnán, tā yìrán jué rán de xuǎnzéle tiǎozhàn.
Zorluklarla karşılaştığında, o meydan okumayı kararlı bir şekilde seçti.
-
面对突如其来的变故,她毅然决然地承担了责任。
miànduì tū rú qí lái de biàngù, tā yìrán jué rán de chéngdānlere zhìzé。
Ani bir değişiklikle karşılaştığında, sorumluluğu kararlı bir şekilde üstlendi.