津津乐道 büyük bir zevkle anlatmak
Explanation
指饶有兴味地谈论,多用于对喜闻乐见的事。
Bir şey hakkında büyük ilgi ve zevkle konuşmak, genellikle hoş ve keyifli şeyler için kullanılır.
Origin Story
老李是位经验丰富的木匠,他一生都致力于制作精美的木雕。他年轻时,为了生计,四处奔波,制作各种各样的木雕,从精巧的小鸟到气势磅礴的龙,他都倾注了全部的心血。每完成一件作品,他都感到无比的满足。退休后,他仍对木雕充满了热情。他喜欢向年轻人讲述他的木雕生涯,从最初的艰辛到后来的成就,他都津津乐道,仿佛那些木屑和木头都还带着他年轻时的汗水和梦想。他总是乐于分享他的技艺,并希望年轻人能够继承和发扬这门古老的手艺。他经常参加社区活动,向邻居们展示他的作品,并讲解木雕的技巧和文化内涵。他的故事,他的技艺,都深深地吸引着人们,人们都沉浸在他所讲述的故事中,听得津津有味。
Yaşlı Li, hayatını mükemmel ahşap oymalar yaratmaya adamış deneyimli bir marangozdu. Gençliğinde geçimini sağlamak için her yere seyahat etti, ince işlenmiş kuşlardan görkemli ejderhalara kadar çeşitli ahşap oymaları yarattı, tüm bunlara gönlünü ve ruhunu koydu. Her çalışmayı tamamladığında büyük bir memnuniyet duydu. Emekli olduktan sonra ahşap oymacılığına olan tutkusunu korudu. Gençlere ahşap oymacılığı kariyerini, ilk zorluklarından sonraki başarılarına kadar büyük bir keyifle anlatmayı çok severdi, sanki o ahşap parçaları ve ahşap hala gençliğinin terini ve hayallerini taşıyormuş gibi. Her zaman becerilerini paylaşmaktan mutluluk duyar ve gençlerin bu eski zanaatı miras alıp sürdürmelerini umardı. Sık sık topluluk etkinliklerine katılır, komşularına eserlerini gösterir ve ahşap oymacılığının tekniklerini ve kültürel anlamlarını anlatırdı. Hikayeleri, becerileri insanları derinden etkiler, insanlar anlattığı hikayelere dalıp büyük bir ilgiyle dinlerlerdi.
Usage
形容兴致勃勃地谈论某事。
Bir şey hakkında konuşurken gösterilen coşkuyu tanımlamak için.
Examples
-
会议上,他津津乐道地讲述了他的工作经验。
huiyishang, ta jinjinledaode jianshu le ta de gongzuo jingyan.
Toplantıda, iş deneyimlerini büyük bir keyifle anlattı.
-
专家们津津乐道地讨论着最新的研究成果。
zhuanjiamen jinjinledaode taolunzhe zuixin de yanjiuchengguo
Uzmanlar, son araştırma bulgularını büyük bir ilgiyle tartıştılar.