流落他乡 sürgünde olmak
Explanation
被迫离开家乡,漂泊在外地。
Ana yurdundan ayrılmak ve yabancı bir ülkede sürgün olarak yaşamak zorunda kalmak.
Origin Story
小莲出生在江南水乡,从小便对家乡的一草一木充满了依恋。然而,一场突如其来的战乱打破了宁静祥和的生活。家园被毁,父母双亡,年仅十岁的小莲流落他乡,开始了颠沛流离的生活。她沿街乞讨,饱受饥饿和寒冷的折磨。她曾无数次想起家乡温暖的阳光,清澈的河水,还有那熟悉的乡音。然而,残酷的现实一次又一次地击碎了她回家的梦想。她辗转于各个城市,在陌生的人群中独自生存,尝尽了世间的辛酸苦辣。但她从未放弃对未来的希望,她相信,总有一天,她会回到自己的家乡,过上幸福的生活。
Lian, Çin'in güneyindeki pitoresk bir su kasabasında doğdu ve küçük yaştan itibaren memleketinin her ağacına ve bitkisine çok bağlıydı. Ancak ani bir savaş, onun huzurlu ve sakin yaşamını paramparça etti. Evi yıkıldı ve anne babası öldü. On yaşında Lian bir mülteci oldu ve zorluklarla dolu bir hayata başladı. Sokaklarda dilencilik yaparak açlık ve soğukla mücadele etti. Sayısız kez memleketinin sıcak güneşini, berrak nehir suyunu ve tanıdık lehçesini hatırladı. Ancak acımasız gerçekler, evine dönme hayallerini defalarca paramparça etti. Çeşitli şehirlerde dolaştı, yabancılar arasında tek başına hayatta kalarak dünyanın acısını ve tatlısını tattı. Ama geleceğe dair umudunu asla bırakmadı. Bir gün memleketine döneceğine ve mutlu bir hayat yaşayacağına inanıyordu.
Usage
表示离开家乡,在外漂泊。
Birinin evinden ayrılıp dolaştığını göstermek için.
Examples
-
他年轻时曾流落他乡,饱尝了人世间的艰辛。
tā niánqīng shí céng liúlò tāxiāng, bǎocáng le rénshìjiān de jiānxīn
Gençliğinde yabancı topraklarda sürgün olmuş ve hayatın zorluklarını yaşamıştı.
-
战乱时期,许多人流落他乡,无家可归。
zhànluàn shíqī, xǔduō rén liúlò tāxiāng, wújiā kěguī
Savaş zamanında birçok insan evsiz ve yerinden edilmiş olarak kaldı.
-
他流落他乡多年,终于在异国他乡扎根立业。
tā liúlò tāxiāng duō nián, zhōngyú zài yìguó tāxiāng zhāgēn lìyè
Uzun yıllar sürgünde kaldıktan sonra nihayet yurtdışında yerleşip başarılı oldu