生死与共 aynı kaderi paylaşmak
Explanation
形容关系非常密切,在任何情况下都共同承担责任,同生共死。
Çok yakın bir ilişkiyi tanımlar; tüm taraflar her durumda, ölüme kadar sorumluluğu paylaşır ve birlikte dururlar.
Origin Story
抗日战争时期,八路军某部与当地百姓建立了深厚的感情。一次,日军大规模扫荡,部队面临被分割包围的危险。为了保护老百姓,战士们主动掩护群众转移,与敌人展开了激烈的战斗。战斗异常残酷,战士们以血肉之躯阻挡日军的进攻,与敌人进行殊死搏斗,不少战士壮烈牺牲。在危急关头,老百姓也自发地加入到抗击日军的行列中,有的为战士们运送弹药、粮食,有的为伤员包扎伤口,还有的利用地道战的优势,协助战士们打击敌人。最终,经过浴血奋战,战士们和群众一起成功地击退了日军,取得了战斗的胜利。这次战斗,充分体现了军民生死与共、同仇敌忾的革命精神。他们共同经历了生死考验,建立了血浓于水的深厚情谊,这段难忘的经历,也将永远铭刻在他们的记忆中。
II. Dünya Savaşı sırasında, Kızıl Ordu birliği yerel halkla güçlü bir bağ kurdu. Bir gün, düşman büyük çaplı bir saldırı başlattığında, birlik kuşatıldı. Halkı korumak için askerler, insanları güvenli bir yere tahliye etmeye yardım etti ve düşmanla şiddetli bir çatışmaya girdi. Savaş çok vahşiydi. Askerler düşman saldırısını püskürtmek için hayatlarını riske attı ve birçoğu öldü. Zor zamanlarda, yerel halk da düşmanla mücadeleye katkıda bulundu. Kimisi askerlere cephane ve yiyecek sağladı, kimisi yaralıları tedavi etti, kimisi de savaşta askerlere yardımcı oldu. Sonunda, kanlı bir savaştan sonra, askerler ve yerel halk birlikte düşmanı yendi ve savaşı kazandı. Bu savaş, askerler ve halk arasındaki güçlü bağı gösterdi. Onlar birlikte yaşam ve ölümü paylaştılar ve sarsılmaz bir bağ oluşturdular. Bu deneyim sonsuza dek kalplerinde yaşayacak.
Usage
多用于描写在生死攸关的时刻,人们并肩作战,同生共死的场景。
İnsanların yaşam ve ölüm anlarında birlikte savaştıkları durumları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对危难,他们始终生死与共,患难与共。
miàn duì wēi nàn, tāmen shǐzhōng shēng sǐ yǔ gòng, huàn nàn yǔ gòng
Zorluklar karşısında, her zaman birlikte oldular, neşe ve kederi paylaştılar.
-
革命战争年代,无数英雄儿女生死与共,为国捐躯。
gé mìng zhàn zhēng nián dài, wúshù yīng xióng ér nǚ shēng sǐ yǔ gòng, wèi guó juān qū
Devrimci savaş yıllarında, sayısız kahraman kadın ve erkek birbirleri için ve ülkeleri için can verdiler.