生死攸关 Yaşam veya ölüm meselesi
Explanation
攸:所。关系到生和死。指生死存亡的关键。
Yōu: Ne. Yaşam ve ölümle ilgili. Yaşama veya ölüme anahtarını ifade eder.
Origin Story
唐朝末年,战火纷飞,天下大乱。在一个风雨交加的夜晚,一位名叫李靖的将军率领着数百名士兵,在崎岖的山路上艰难地行军。他们要前往边境,抵御敌人的入侵。 途中,他们遇到了一条湍急的河流,河水暴涨,水流凶猛。为了顺利渡河,李靖下令将士兵分成几个小组,轮流乘坐独木舟过河。 然而,就在最后一批士兵准备渡河的时候,暴风雨突然加剧,河水更加湍急。其中一名士兵不小心掉进了河里,生死攸关。 李靖看到这一幕,心急如焚。他立即命令士兵们停下,自己也跳进冰冷的河水中,奋力去救那位落水的士兵。经过一番搏斗,李靖终于将士兵救上了岸。 这时,其他的士兵都围了上来,纷纷向李靖表达感激之情。李靖笑了笑,说道:“这是我应该做的,只要能够保住所有士兵的生命,就算付出再多代价也是值得的。” 这场生死攸关的营救行动,最终获得了成功。李靖的英勇行为,也深深地感动了所有士兵。 从此以后,士兵们更加敬佩李靖,在李靖的带领下,他们战胜了所有的困难,最终取得了战争的胜利。
Han Hanedanlığı'nın sonlarına doğru, savaş ateşi yanıyordu ve ülke kargaşaya sürüklenmişti. Fırtınalı bir gecede, Li Jing adında bir general, yüzlerce askeriyle engebeli bir dağ yolunda zorlu bir yürüyüşe çıktı. Düşman işgaline karşı koymak için sınıra gidiyorlardı. Yolculukları sırasında, suları taşmış ve akıntısı şiddetli olan hızlı bir nehirle karşılaştılar. Nehri güvenli bir şekilde geçmek için Li Jing, askerleri birkaç gruba ayırmalarını ve küçük teknelerle sırayla nehri geçmelerini emretti. Ancak, son asker grubu nehri geçmeye hazırlanırken, fırtına aniden şiddetlendi ve su daha da şiddetli bir hale geldi. Askerlerden biri yanlışlıkla nehre düştü ve hayatı tehlikedeydi. Bunu gören Li Jing çok endişelendi. Hemen askerlere durmalarını emretti ve kendisi de buz gibi suya atlayarak düşen askeri kurtarmak için mücadele etti. Bir mücadeleden sonra, Li Jing sonunda askeri kıyıya kurtardı. Bu sırada diğer askerler toplandı ve Li Jing'e minnettarlıklarını sundular. Li Jing gülümsedi ve dedi ki: “Bu benim görevim. Tüm askerlerin hayatlarını kurtarabilirsem, ne kadar ödemem gerekirse gerek, buna değer.” Yaşam ve ölüm arasında geçen kurtarma operasyonu başarılı oldu. Li Jing'in cesareti tüm askerleri derinden etkiledi. O günden sonra askerler Li Jing'e daha da hayran kaldılar. Onun liderliğinde, tüm zorlukların üstesinden geldiler ve sonunda savaşı kazandılar.
Usage
这个成语形容十分紧急、关系到生死的情况,表示事态严重,需要高度重视。
Bu atasözü, çok acil ve yaşam ölüm meselesi olan bir durumu tanımlar, durumun ciddi olduğunu ve en yüksek dikkat gerektiğini gösterir.
Examples
-
这对于我们来说是生死攸关的时刻,一定要全力以赴。
zhè duì yú wǒ men lái shuō shì shēng sǐ yōu guān de shí kè, yī dìng yào quán lì yǐ fù.
Bu bizim için hayat veya ölüm meselesi, elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.
-
这场手术对他来说是生死攸关的,医生们都非常紧张。
zhè chǎng shǒu shù duì tā lái shuō shì shēng sǐ yōu guān de, yī shēng men dōu fēi cháng jǐn zhāng
Bu ameliyat onun için yaşam veya ölüm meselesi, doktorlar çok gergin.