聚精会神 meşgul
Explanation
形容注意力高度集中,精神全部贯注在一个目标上。
Bir kişinin tüm zihinsel enerjisinin tek bir amaca odaklandığı yoğun bir konsantrasyon halini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的著名诗人,正坐在书房里挥毫泼墨,创作一首气势磅礴的诗歌。他聚精会神,笔走龙蛇,仿佛整个世界都融入了他的诗篇之中。窗外,鸟儿欢快地歌唱,风儿轻轻地吹拂着树叶,但李白全然不觉,他的心思早已飞越千山万水,沉浸在诗歌的意境里。他时而眉头紧锁,苦思冥想,时而喜笑颜开,灵感涌现。笔尖如游龙般在宣纸上舞动,一幅幅优美的画面,一个个动人的故事,尽在他的笔端流淌而出。几个时辰过去了,李白终于完成了这首气势恢宏的诗歌,长舒一口气,脸上露出了满足的笑容。这时,他才发现,夕阳西下,夜幕降临。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, Li Bai adlı ünlü bir şair çalışma odasında oturmuş, fırçasıyla muhteşem bir şiir yazıyordu. İşine öyle dalmıştı ki fırçası kâğıt üzerinde dans ediyor, sanki tüm dünya şiirinde yansıyordu. Dışarıda kuşlar neşeyle ötüyordu ve rüzgâr yaprakları hafifçe okşuyordu ama Li Bai fark etmemişti—zihnini dağlar ve nehirlerin ötesine taşımış, şiirin âlemine dalmıştı. Bazen kaşlarını çatarak düşüncelere dalıyordu, bazen de genişçe gülümsüyordu, ilham onu sel gibi kaplıyordu. Kalemi kâğıt üzerinde ejderha gibi dans ediyor, güzel imgeler ve dokunaklı öyküler elinden kolayca akıp gidiyordu. Saatler geçti ve sonunda Li Bai görkemli şiirini tamamlayarak, memnuniyetle derin bir nefes aldı. Ancak o zaman güneşin battığını ve gecenin yaklaştığını fark etti.
Usage
用于形容人精神高度集中,注意力全部放在某件事情上。
Bir şeye tamamen odaklanmış ve tüm dikkati ona yönelmiş bir kişiyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他聚精会神地写着论文。
ta ju jing hui shen de xie zhe lunwen
Makalesini yazmakla meşguldü.
-
孩子们聚精会神地听着老师讲故事。
haizi men ju jing hui shen de ting zhe laoshi jiang gushi
Çocuklar öğretmenin hikayesini büyük bir dikkatle dinlediler.
-
手术进行中,医生聚精会神地操作着手术器械。
shoushu jin xing zhong, yisheng ju jing hui shen de caozuo zhe shoushu qixi
Operasyon sırasında doktor cerrahi aletleri kullanmaya odaklanmıştı.