若明若暗 belirsiz
Explanation
好像明亮,又好像昏暗。比喻对情况的了解或对问题的认识不清楚。
Parlak görünüyor, ama aynı zamanda karanlık görünüyor. Bir durum veya sorunun net anlaşılmaması için bir metafordur.
Origin Story
在一个古老的村庄里,住着一个名叫阿哲的年轻人。阿哲的父亲是一位经验丰富的猎人,经常带阿哲进山打猎。有一天,父亲告诉阿哲,他发现了一处隐藏在深山密林中的宝藏,但具体位置若明若暗,需要阿哲自己去寻找。阿哲拿着父亲留下的模糊地图,开始了他的寻宝之旅。地图上画着一条蜿蜒的小路,路旁是高耸入云的山峰和茂密的树林,有些地方还标注着奇怪的符号,似乎暗示着宝藏的位置。阿哲沿着小路走了很久,沿途遇到许多稀奇古怪的景象,也遭遇了各种各样的危险。他有时感到似乎就要找到宝藏了,但下一刻却又陷入迷茫,方向变得若明若暗。他多次想要放弃,但父亲的鼓励和对宝藏的渴望,让他坚持了下来。经过无数次的尝试和失败,阿哲终于在一片开阔的草地上发现了一个隐蔽的山洞。他进入山洞,发现里面堆满了金银财宝,阿哲终于完成了他的寻宝之旅。
Eski bir köyde A Zhe adında genç bir adam yaşıyordu. A Zhe'nin babası deneyimli bir avcıydı ve sık sık A Zhe'yi avlanmak için dağlara götürürdü. Bir gün baba, A Zhe'ye derin bir ormanda saklı bir hazine bulduğunu, ancak tam konumunun belirsiz olduğunu ve A Zhe'nin bunu kendi başına bulması gerektiğini söyledi. A Zhe babasının bıraktığı belirsiz haritayı aldı ve hazine avına başladı. Harita, yüksek dağların ve yoğun ormanların uzandığı kıvrımlı bir yolu gösteriyordu ve bazı yerlerde hazinenin yerini ima eden garip semboller vardı. A Zhe uzun süre bu yolu takip etti, yolda birçok garip ve harika manzarayla karşılaştı ve çeşitli tehlikelerle karşılaştı. Bazen hazineyi bulmak üzere olduğunu hissetti, ama bir sonraki anda yine kayboldu, yön belirsizleşti. Birçok kez pes etmek istedi, ama babasının cesaretlendirmesi ve hazineye olan özlemi onu ayakta tuttu. Sayısız deneme ve başarısızlıktan sonra A Zhe sonunda açık bir alanda gizli bir mağara buldu. Mağaraya girdi ve altın ve mücevherlerle dolu olduğunu gördü. A Zhe sonunda hazine avını tamamlamıştı.
Usage
形容对事物了解不清晰,含糊不清。常用于形容局势、形势、未来等。
Bir şeyin belirsiz veya bulanık anlaşılmasını tanımlar. Genellikle durumları, koşulları ve geleceği tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这场战争的结局,现在还是若明若暗。
zhe chang zhanzheng de jieju, xianzai haishi ruo ming ruo an.
Bu savaşın sonucu henüz belirsiz.
-
他的病情若明若暗,令人担忧。
ta de bingqing ruo ming ruo an, ling ren dan you.
Sağlık durumu belirsiz ve endişe verici.