负债累累 ağır borç altında
Explanation
形容欠债很多,债务沉重。
çok borçlu olduğunu ve ağır bir borç yükü altında olduğunu anlatan bir ifade
Origin Story
老张年轻时经商失败,欠下巨额债款,从此负债累累。他四处奔波,想方设法赚钱还债,却总是入不敷出,债务像滚雪球一样越滚越大。无奈之下,老张只能变卖房产,甚至向亲朋好友借贷,但仍然杯水车薪,难以摆脱困境。他的生活变得异常艰辛,每天都在为还债而焦虑不安,身心俱疲。这个故事警示我们,要谨慎理财,量力而行,避免因盲目投资或过度消费而导致负债累累的困境。
Gençliğinde Bay Zhang'in işi başarısız oldu ve çok büyük borçlar biriktirdi, onu ağır bir borç batağına düşürdü. Para kazanıp borçlarını ödemenin yollarını aradı ama hep yetersiz kaldı. Borçları kartopu gibi büyüdü. Çaresiz kalan Bay Zhang, evini satmak ve akrabalarından ve arkadaşlarından borç almak zorunda kaldı. Ancak bu, damla denizde batmazdı, durumunu hafifletemezdi. Hayatı son derece zorlaştı; borçlarını ödemek için endişe ve kaygı içinde yaşadı, bedenen ve ruhen tükendi. Bu hikaye, bize finansal konularda dikkatli olmayı, gücümüzün yettiği kadar hareket etmeyi ve dikkatsiz yatırımlar veya aşırı tüketim nedeniyle ağır borç batağına düşmekten kaçınmayı öğütlüyor.
Usage
用于形容经济状况,多用于负面语境。
çoğunlukla olumsuz bağlamlarda finansal durumu tanımlamak için kullanılır
Examples
-
他生意失败,负债累累,不得不变卖房产。
tā shēngyì shībài, fùzhài lěilěi, bùdébù biànmài fángchǎn
İşletmesi başarısız oldu, onu ağır borç yükü altında bıraktı ve mülkünü satmak zorunda kaldı.
-
这场官司让他负债累累,多年都无法翻身。
zhè chǎng guānsī ràng tā fùzhài lěilěi, duō nián dōu wúfǎ fānshēn
Bu dava onu yıllarca toparlanamayacağı kadar borçlandırdı.